Hazırlayan: Jon Bloom
“Niçin O’nu getirmediniz?” Ferisiler, görevlilerin İsa’yı henüz yakalamamış olmamasından dolayı çileden çıkmış bir hâldeydiler. Peki görevliler O’nu yakalayamamalarını nasıl açıkladılar? “Hiç kimse hiçbir zaman bu adamın konuştuğu gibi konuşmamıştır!” (Yuhanna 7:46).
Yuhanna 7. bölüme vardığımızda, İsa kendisini Filistin’de hem dini hem de siyasi anlamda ciddi bir sorun hâline getirmişti. Nereye gittiyse, orada bir tartışma yaratmıştı. Bazıları O’nu cin çarptığını söylüyordu (Yuhanna 7:20). Bazıları O’nun gerçekten Musa’nın önceden bildirdiği Peygamber (Yuhanna 7:40; Yasa’nın Tekrarı 18:15-18) veya hatta Mesih’in kendisi (Yuhanna 7:31, 41) olup olmadığını merak ediyordu. Diğerleriyse Mesih iddiasının gerçek olamayacağını, nitekim Mesih’in bariz biçimde Beytlehem’den geleceğini, İsa’nınsa Celileli olduğunu söylüyordu (Yuhanna 7:42). Üstelik tabii ki hiçbir peygamber oradan çıkmamıştı (Yuhanna 7:52).
Halkın arasında söylentilerin artmasına sebep olan şeylerden biri, İsa’nın tüm söylediklerine rağmen, Yahudi önderlerin O’nu henüz ele geçirmemiş olmalarıydı. Bu onların da İsa’nın Mesih olabileceğini düşündüklerinin bir işareti miydi (Yuhanna 7:26)?
Başkâhinler ve Ferisiler bunun duyumunu aldıklarında, O’nu yakalayarak bu söylentiye son vermek istediler ve bu nedenle görevlileri O’nu yakalamaları için yolladılar (Yuhanna 7:32). Ama görevliler elleri boş bir hâlde döndüler. Yahudi önderler bunun sebebini sorduklarındaysa, görevliler şu cevabı verdi: “Hiç kimse hiçbir zaman bu adamın konuştuğu gibi konuşmamıştır.”
Tarihin Gizemi
Bu cümle, tarih boyunca yankılanagelmiştir. Hiç kimse hiçbir zaman bu adamın konuştuğu gibi konuşmamıştır. Bu cümlenin gerçekliğinin kanıtıysa tarihsel sonuçtadır: İsa’nın sözleri dünya tarihinin gidişatını hiçbir insan sesinin yapamadığı kadar şekillendirmiştir.
Tarihsel bir olgu olarak ele alındığında, bu en garip şeydir. İsa nasıl tarihteki en ünlü adam olabildi? İki bin yıl sonra, hiçbir insan sözü Nasıralı İsa’nın sözleri kadar okunmamış, çalışılmamış, alıntılanmamış, tartışılmamış, üzerine düşünülmemiş, üzerine yazılıp öğretilmemiş, o kadar çok dile çevrilmemiş, dünya çapında okuryazarlığı arttırmamış ve çeşitli kültürleri şekillendirmemiştir.
Yüzyıllar boyunca, taşradan gelen ve sıradan öğrencileri olan bu gezgin ve ilk yüzyılda yaşamış Yahudi öğretmenin nasıl küresel anlamda bu denli kalıcı, devasa ve artan bir etki yaptığı konusunda birçok din dışı teori ortaya atılmıştır. Hiçbir teori O’na hakkını vermiyor. Siyasi, kurumsal, ekonomik, sosyal, kültürel, psikolojik açıklamaların hepsi fazla basite indirgiyor. İnsanların İsa’yı neden bu kadar cezbedici bulduklarını açıklayamıyorlar.
O’nun söylediği ve öğrettiği her şeye baktığınızda, İsa tarihsel anlamda bu denli önemli olacak kadar ne söylemişti? Kendisinin Tanrı olduğunu söyledi.
Tanrı Olduğunu İddia Etti
Birçok kişi İsa’nın böyle bir iddiada bulunmadığını kanıtlamaya çalıştı. Tüm bu girişimler boşa çıktı. İsa’nın sözlerine dair sahip olduğumuz en güvenilir kaynak olan Yeni Antlaşma, bu iddiayı doğrudan doğrulamaktadır. Dürüstçe yapılan her okuma, bu konuda hataya düşmeyecektir. Üstelik İsa’nın tanrılık iddiası, O’nun dünya tarihinde bu devasa bir etki yapmış ve yapmakta olmasının tek sebebidir. O’nun emsalsiz cümlelerinin yalnızca birkaçına bakalım.
Kuyunun başındaki kadın İsa’ya, “Mesih denilen meshedilmiş Olan’ın geleceğini biliyorum. O gelince bize her şeyi bildirecek” demişti. İsa ona şöyle cevap verdi: “Seninle konuşan ben, O’yum” (Yuhanna 4:25-26). İsa kendisinin İbrani soyundan gelen vaat edilmiş Mesih olduğunu biliyordu.
İsa kendi öğrencilerine, “Siz ne dersiniz, sizce ben kimim?” diye sorduğunda, Petrus şöyle cevap verdi: “Sen, yaşayan Tanrı’nın Oğlu Mesih’sin.” Peki İsa buna karşılık ne dedi? “Ne mutlu sana, Yunus oğlu Simun! Bu sırrı sana açan insan değil, göklerdeki Babam’dır” (Matta 16:15-17). İsa yalnız kendisinin Mesihliğini onaylamakla kalmadı, aynı zamanda “Tanrı Oğlu” unvanını da onayladı. Üstelik Petrus’un bu terimi kullanış şekli bariz bir biçimde eşsiz ve tanrısaldı.
“Ben’im”
Eğer bu yeterince ikna edici değilse, şimdi söyleyeceklerimin olması gerekir. İsa o çirkin gece yarısı duruşması sırasında Başkâhin tarafından sorguya çekildiğinde, vereceği cevabın kendisini ya çarmıha ya da yaşama götüreceği o cevap anında, kendisine doğrudan, “Yüce Olan’ın Oğlu Mesih sen misin?” diye sorulmuştu. İsa şöyle cevap verdi: “Benim. Ve sizler, İnsanoğlu’nun Kudretli Olan’ın sağında oturduğunu ve göğün bulutlarıyla geldiğini göreceksiniz” (Markos 14:61-62). O odada bulunan herkes, İsa’nın neye gönderme yaptığını tam olarak biliyordu. Daniel 7:13-14 ayetlerinde geçen ilahi İnsanoğlu’na gönderme yapmaktaydı ve O’nun söylediklerini küfür olarak adlandırmalarının sebebi de buydu.
Ayrıca Elçi Yuhanna, İsa’nın cesaret dolu “Ben’im” ifadelerini bolca vurgulamaktadır:
- “Yaşam ekmeği Ben’im. Bana gelen asla acıkmaz.” (Yuhanna 6:35)
- “Ben dünyanın ışığıyım. Benim ardımdan gelen, asla karanlıkta yürümez, yaşam ışığına sahip olur.” (Yuhanna 8:12)
- “Siz aşağıdansınız, ben yukarıdanım. Siz bu dünyadansınız, ben bu dünyadan değilim. İşte bu nedenle size, ‘Günahlarınızın içinde öleceksiniz’ dedim. Benim O olduğuma iman etmezseniz, günahlarınızın içinde öleceksiniz.” (Yuhanna 8:23-24)
- Ben koyunların kapısıyım… Bir kimse benim aracılığımla içeri girerse kurtulur. Girer, çıkar ve otlak bulur.” (Yuhanna 10:7, 9)
- “Siz beni Öğretmen ve Rab diye çağırıyorsunuz. Doğru söylüyorsunuz, öyleyim.” (Yuhanna 13:13)
- “Yol, gerçek ve yaşam Ben’im. Benim aracılığım olmadan Baba’ya kimse gelemez.” (Yuhanna 14:6)
Hiç bu adam gibi konuşan oldu mu?
Gelmiş Geçmiş En Büyük İddia
Ama belki de İsa’nın öne sürdüğü en güçlü “Ben’im” iddiası, niçin dünyayı bu adam kadar etkileyen başka bir adam olmadığının en kapsamlı sebebi, şu iddiadır:
Diriliş ve yaşam Ben’im. Bana iman eden kişi ölse de yaşayacaktır. Yaşayan ve bana iman eden asla ölmeyecek. Buna iman ediyor musun? (Yuhanna 11:25-26)
Daha önce kim böyle bir şey demiştir? Bu denli akla sığmaz sözlere kim neden kulak verir? Bu bir arzu giderme yöntemi değil. İnsan akımları sürüyle kafayı yemiş bir adamın peşinden gitmez. Bu sözlerin tarihsel anlamda bir çekim gücü kazanmasının tek bir sebebi vardır: İsa’nın mezarı, o ilk Diriliş Pazarı’nın sabahında boştu. Bir sürü insan O’nun yaşıyor olduğuna tanıklık etti (1. Korintliler 15:6), bir sürü insan bu tanıklığı canlarıyla ödedi ve tarih boyunca bir sürü insan İsa’yla gerçek, diri bir varlık ve güç olarak karşılaştı ve O’nun sözlerinde sonsuz yaşam buldu (Yuhanna 6:68).
İsa, Tanrı olduğunu iddia etti. Öldürüleceğini ve üç gün sonra dirileceğini bildirdi. Öldürüldü ve üç gün sonra mezarı boştu. Üstelik O’nun dirildiğini iddia ederek dünyasal anlamda hiçbir kazanç elde edemeyecek olan yüzlerce şahit, bu gerçeğe tanıklık etti.
Siz Ne Dersiniz, Sizce O Kim?
Yuhanna 7. bölümde şahit olduğumuz kısa resim, Nasıralı İsa’nın kendisiyle doğrudan veya dolaylı biçimlerde etkileşime girmiş olan kişiler üzerindeki tartışma yaratan etkisini iyi bir biçimde yakalıyor. Üstelik bu etki, bugün de O’nunla karşılaşan kişiler üzerindeki aynı tartışmalı etkidir. Bazıları hâlâ bunun cin çarpması olduğunu düşünmektedir. Bazıları O’nun hayal gördüğünü düşünmektedir. Bazıları O’nun, yaşamını yazıya döken kişiler ve ilk takipçileri tarafından gerçekten saptırılmış bir biçimde tasvir edildiğini düşünmektedir ve bazılarıysa O’nun tanrısal doğaya sahip olduğunu düşünmektedir.
Ama inatçı noktaysa şu ki, İsa yok olup gitmemektedir. Hâlâ, hem de bazı büyük kişilerin tepkisini çekecek düzeyde, O’nun hakkında konuşmaya devam ediyoruz. İnsanlar tekrar tekrar İsa’yı gömmeye çalışmaktadırlar ve O sürekli olarak ölü bir şekilde kalmaya karşı koymaktadır. Kendisi hâlâ konuşmaktadır ve sözleri insanları diriltmeye devam etmektedir.
Yalnızca bir avuç dolusu öğrencisi O’nun, “Yer ve gök ortadan kalkacak, ama benim sözlerim asla ortadan kalkmayacaktır” dediğini duydu (Matta 24:35). Bu cümle söylendiği günlerde acaba kulağa ne kadar cesaret dolu gelmişti? Şimdiyse bizler bundan iki bin yıl sonra, bu sözleri İsa’nın tarihe yapmış olduğu ilginç, beklenmedik ve emsalsiz etkinin ışığında okumaktayız. Bunun her birimizi meraka, O’nun sorusunu kendi başımıza cevaplamaya yöneltmesi gerekir: “Siz ne dersiniz, sizce ben kimim?” (Matta 16:15).
İsa hakkında ne derseniz deyin, gerçek olan bir şey vardır: Hiç kimse hiçbir zaman bu adamın konuştuğu gibi konuşmamıştır.
Tüm içerikler aksi belirtilmedikçe Müjde Birliği’ne aittir. Kişisel amaçlar veya ticari olmayan amaçlar dahilinde, bu içerikleri özgürce kullanabilir, paylaşabilir ve çoğaltabilirsiniz. Ancak yazılı içeriğin çevrimiçi yayınlandığı durumlarda, şu şekilde asıl makaleye gönderme yapan bir ibare eklenmesi gerekmektedir:
(c) Müjde Birliği. Asıl makaleye şuradan erişebilirsiniz: https://mujdebirligi.com/makaleler/teoloji-ve-doktrin/isanin-soyledigi-en-garip-sey/
Yorum 01