Hazırlayan: David Mathis
1. Timoteos 2:12 yüzyıllar boyunca hiçbir tartışma yaratmamıştı. Şimdiyse bazı çevrelerde, Kutsal Kitap’ın en çok tartışılan ayetlerinden biri olmuştur. Pavlus’un sözleri bugün bazılarının kulaklarını tırmalamaktadır: “Kadının öğretmesine, erkeğe egemen olmasına izin vermiyorum; sakin olsun.”
Ama Pavlus bunu açıklamasız bir şekilde havada bırakmıyor. İki bin yıl önce bile, bundan daha fazlasını söylemesi gerektiğini biliyordu. Dolayısıyla, mikrofonu yere atmıyor, yürüyüp gitmiyor veya sonraki konuya geçmiyor. Tartışıyor. Nedenler sunuyor (13. ayet “çünkü” diye başlar). İki tane sunuyor (13 ve 14 ayetler noktalı virgülle ayrılıyor). Her ikisi de olmazsa olmaz noktalar ve burada tartışacağım üzere, ikisi birbiriyle bağlantılı olan nedenler. Biri bizi diğerine yönlendiriyor; ikincisi ilkinden kaynaklanıyor. Pavlus’un 12. ayetteki sözlerini bağlamından koparmamız ve Pavlus’un konuşmasına izin vermeden burada onun ne kastettiğini (veya kastetmediğini) güzelce açıklayabiliyormuşuz gibi yapmamız akıllıca olmazdı.
Öyleyse, Pavlus’un kendi öne sürdüğü şey için 13 ve 14. ayetlerde öne sürdüğü nedenler nelerdir? Pavlus yaratılış ve düşüş olaylarını temel alarak kiliseye talimatını verirken, cevabı üç anahtar kelime üzerinden dönüyor ve bunlar Yaratılış 2 ve 3. bölümlerin bir yankısı niteliğinde.
1. Önce Adem Yaratıldı
Pavlus 13. ayette “Önce Adem … yaratıldı” derken, bizi Yaratılış 2. bölümün dünyasına ve yaratılış anlatısının dikkat çekici sıralamasına yönlendiriyor. Belki Tanrı’nın Adem’i yaratması, sonra hayvanları önüne dizmesi ve sonra da kaburga kemiğinden Havva’yı yaratması hikâyesine o kadar aşinayızdır ki, bu sıralama üzerine hiç düşünmemizdir. Bu dizilim, günümüzün eşitlikçi kavramlarını yıkan bir dizilimdir. Neden Adem ve Havva aynı anda yaratılmadı? Neden Tanrı önce Adem’i yaratıyor ve Adem’in (topraktan) yaratılışı Havva’nın (Adem’den) yaratılışı arasına zaman ve mekân yönünden bir boşluk koyuyor?
Yaratıldı yüklemi, Yaratılış 2. bölümde ve özellikle de 7. ayette önem taşımaktadır: “RAB Tanrı Adem’i topraktan yarattı ve burnuna yaşam soluğunu üfledi. Böylece Adem yaşayan varlık oldu.” Pavlus’un 1. Timoteos 2:13’te sunduğu ilk bağlantı da budur: “Önce Adem … yaratıldı.”
2. Sonra Havva Yaratıldı
Sonrasında Pavlus ekliyor: “Sonra Havva yaratıldı.” Yine Yaratılış 2. bölümü izliyor. Tanrı, Adem’i ilk olarak yarattı (Yaratılış 2:7) ve üstüne, Havva’nın sonra yaratılmasını 18. ayete kadar görmüyoruz: “Adem’in yalnız kalması iyi değil. Ona uygun bir yardımcı yaratacağım.” Bu sırada, Tanrı Aden’e bir bahçe dikiyor (8. ayet), bahçede ağaçlar yetiştiriyor (9. ayet), bahçeye bakıp onu işlemesi için Adem’i oraya koyuyor (15. ayet) ve Adem’e bahçeye ilişkin ahlaki talimatları sunuyor (her ağaçtan ye ama yalnızca birinden yeme, 16-17. ayetler).
Hatta 18. ayetteki sonra ifadesinden sonra öğreniyoruz ki, kadını yaratmadan önce Tanrı, “hayvanların, gökteki kuşların tümünü”, “onlara ne ad vereceğini görmek için hepsini Adem’e” getiriyor (19. ayet). Sonunda, 21. ayetle birlikte derin uyku ve kaburganın alınması geliyor. “Adem’den aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaratarak onu Adem’e getirdi” (22. ayet).
Burada Pavlus’u takiben konumuzla ilgili olarak dikkat çeken şeyse, Tanrı’nın ayrımcılık olmasın diye Havva’yı derhal yaratma acelesi göstermemiş olmasıdır. Hatta, rahatlıkla zaman geçiriyor ve şaşırtıcıdır ki, her bir hayvanı Adem’in önüne olası bir “yardımcı” olarak çıkarıyor gibidir! Tüm bunların bir anlamı vardır. Tanrı özellikle bekledi. Öyle ki, Adem (ve bizler) erkeğin ve kadının insan olarak harika bir benzerlikte olduğunu görmekle kalmayalım, aynı zamanda bu iki varlığın birbirini tamamlayan ve karşılıklı fayda sağlayan sayısız şekilde nasıl görkemli bir biçimde farklı olduğunu da görebilelim.
TANRI BİR DERS VERMEK İÇİN BEKLEDİ
Tüm bu süreçte Tanrı, Adem’e aslında şunu diyor: “Adem, sen sorumlusun. Yükün çoğu sende. Buyruk tekil biçimde, sana geldi. Kadını senin için yarattım; seni onun için değil. Sen başsın; o yardımcı. Ona önderlik edecek, onu koruyacak ve onun ihtiyaçlarını karşılayacak olan sensin ve onun çağrısı, senin çağrının bir parçasıdır (1. Korintliler 11:8-9).”
Bir başka deyişle, Tanrı en uç noktaya giderek şunu açıklıyor: Kadın gerçekten adamın kemiğinden kemik, etinden et olsa da, ikisi aynı değildir. Müthiş ve harika bir şekilde farklıdırlar. Aynı tür, farklı cinsiyet. Değerde eşitlik, birbirini tamamlayıcı nitelikte olan çağrılarında farklılık.
Pavlus’un 1. Timoteos 2:13’teki vurgusu, Tanrı’nın Adem’e ve dünyaya, onu önce yaratarak bir şey öğretiyor olduğudur. Asıl, ilk sorumluluk Adem’e baş olması için düşerken, Havva’ya onun yardımcısı olması için düştü; tam tersi olmadı. Yaratılışlarındaki sıra ve boşluksa, onların tepeden tırnağa (bildiğimiz üzere vücutlarının her bir hücresinde) erkek ve kadın olarak sahip oldukları farklılığı yansıtmaktadır. Kadın, erkeğin insanlığını paylaşmaktadır. Tanrı önünde eşit değere sahiptirler. Ayrı yaratılmaları ve aralarındaki sıraysa, onların Tanrı tarafından tasarlanan farklılıklarına karşılık gelmektedir.
3. Yılan, Havva’yı Aldattı
1. Timoteos 2. bölümdeki üçüncü anahtar kelimeyse, 14. ayetteki aldatılan kelimesidir ve bununla birlikte, karşımıza iki soru çıkmaktadır. İlk olarak, Adem de aldatılmadı mı? Pavlus, “Aldatılan da Adem değildi” derken, ne kastediyor? İkinci olarak 14. Ayet, öncesindeki 13. ayete ilave bir argüman mı, yoksa 13. ayetteki mantığın bir uzantısı mı?
Bir Neden Mi, Yoksa İki Neden Mi?
13. ayette, Yaratılış 2. bölümdeki Tanrı’nın yaratılış düzeniyle (ve buradan çıkan anlamla) bir bağlantı kurduktan sonra, Pavlus’un 14. ayette argümanını güçlendirmek için neyi eklemesi gerekebilirdi (aradaki noktalı virgüle dikkat edin)? Bunun bariz cevabı, düşüşün (Yaratılış 3) Tanrı’nın yaratılış düzenini nasıl etkilemiş olduğudur. Elbette başlangıçta her şey iyiydi diyebiliriz ama bu bugün de, kilise çağında da hâlâ doğru mu? Tanrı’nın başlangıçtaki düzeni, günahın dünyaya girmesinden sonra da ayakta mı? Konuyla daha da alakalı olarak, günahın dünyaya nasıl girdiği, Tanrı’nın başlangıçtaki yaratılış düzenini bugün de korumak için bize bir neden sunabilir mi?
Pavlus’un 14. ayette ilave ettiği şey, düşüşte yılan tarafından başlatılan trajik olayların, Tanrı’nın Yaratılış 2. bölümdeki iyi düzenini nasıl onaylayıp pekiştirdiğidir. 14. ayette ayrı bir neden eklemek yerine, Pavlus 13. ayetteki argümanı açmakta ve genişletmektedir. Yalnızca Yaratılış 2. bölümde önce erkeğin yaratılması bize erkeklerin (ihtiyarların) kiliseye öğretmesi ve önderlik etmesi için neden sunmakla kalmıyor, aynı zamanda düşüşün vuku bulma şekli de bunu onaylıyor. 13. ayette odak noktası yaratılıştaki Tanrı düzeniyken, şimdi düşüşe götüren ve Tanrı’nınkiyle ters düşen yılan düzeni karşımızda. Tanrı önce baş olarak Adem’i, sonraysa yardımcı olarak karısını yarattı; yılansa Tanrı’nın düzenini bozdu.
Yılanın Yolu
Tanrı bir yoldan gitti; yılansa tam tersine gitti. Tanrı önce erkeği yarattı (2:7) ve sonra onu alıp bahçeye yerleştirdi (2:15). Ayrıca Tanrı “ona” buyurdu (2:16). Sonra da erkekten, kadını yarattı (2:22). Ama yılan ilk önce kadına yaklaşıp onunla konuştu (3:1). Sonra da yılanla erkek yerine, kadın konuştu (3:2) ve önce kadın yedi (3:6). Ama Tanrı seslenmek için geldiğinde, “RAB Tanrı Adem’e … seslendi” (3:9).
Aldatılan kelimesi, 1. Timoteos 2:14’teki anahtar kelimedir ve Yaratılış 3:13’le bağlantı kurmaktadır. Burada Havva şöyle der: “Yılan beni aldattı, o yüzden yedim.” Aldatmak eylemi devamında tüm Kutsal Yazılar boyunca düşüşü ve yılanın yaptıklarını akla getirmektedir. Yılan hangi eylemi gerçekleştirdi? Havva’yı aldattı (ayrıca bkz. 2. Korintliler 11:3). Yılan bu nedenle “saptıran” olarak bilinmektedir: “Büyük ejderha, İblis ya da Şeytan denen, bütün dünyayı saptıran o eski yılan” (Vahiy 12:9; ayrıca 20:10). Aldatmak doğası gereği şeytan eylemidir.
Dolayısıyla, 1. Timoteos 2:14’te açıkça yılandan bahsedilmese bile, aldatılan şeklindeki edilgen ifade onun varlığını kaçınılmaz kılmaktadır. 13 ve 14. ayetler hem düşüş öncesindeki Tanrı düzenini hem de düşüşün gerçekleşme düzenini resmetmektedir ve ikisi birlikte ele alındığında, yılanın kurnazlığı açıkça görülmektedir. Tanrı’nın tasarısı ve protokolü uyarınca ilerlemek ve adama yaklaşmak yerine, yılan kadını hedef alıyor.
Adem Aldatılmadı Mı?
Kutsal Kitap’ı okuyan birçok kişi için en kafa karıştırıcı olan soru belki şudur: “Pavlus, ‘Aldatılan da Adem değildi’ derken, ne kastetmektedir?” Her günah bir şekilde aldanma değil midir? Nitekim İbraniler 3:13, “günahın aldatıcılığı” diyor. Ayrıca 1. Timoteos 2:14’te “Aldatılan da Adem değildi” derken, Pavlus burada kadınların erkeklerden daha kolay aldatıldığını mı ima ediyor?
Cevap, 13 ve 14. ayetleri tek temel argüman olarak görmekte, iki ayrı argüman olarak görmemekte yatıyor. Önce Adem yaratıldı (13. ayet) ama önce günah işleyen kadındı. Adem günah işlemedi değil (kesinlikle işledi) veya kandırılmadı değil (bir derece kandırıldı) ama yılan tarafından aldatılmadı. Yılanın aldatıcılığının alıcısı kadındı; sonra Adem kadına kulak verdi (Yaratılış 3:17). Bu da bize yılanın yolunu gösteriyor: Adem’e yaklaşmak yerine, önce Havva’ya yaklaştı ve onu aldattı.
Elbette Tanrı’nın tasarısı uyarınca erkeğin ve kadının doğasındaki farklılıklara dair birçok şey söyleyebiliriz. Ama buradaki konu bu değil. Tanrı yaratılışa bir düzen koydu; Şeytan’sa bunu bozdu ve bu da, düşüşe yol açtı. Burada, hem adam hem de kadın hatalıdır. Ray Ortlund’un yazdığı gibi, “Havva, Adem’in başlığını (reisliğini) gasp etti ve günaha yol açtı. Adem de –görünen o ki, herhangi bir kesin müdahalede bulunmadan bir köşede durup düşüşün gerçekleşmesine müsaade ediyor– kendi payı açısından, baş olma makamını terk etti. Havva aldatıldı; Adem sorumluluğu bıraktı” (Recovering Biblical Manhood and Womanhood, 107).
Havva’da Şeytan’ın suiistimal etmeye çalışacağı belirli farklılıklar var mıydı? Onun anaç ve cana yakın doğası olabilir mi? Şeytan’ın aldatıcılığına karşı bir şekilde daha mı savunmasızdı? Böyle olup olmadığı, Pavlus’un buradaki konusu değil. Şeytan, Tanrı’nın düzenini bozdu ama şu anda Tanrı’nın düzeni ayakta duruyor ve kurtuluş Tanrı’nın koşullarına göre gelecek, Şeytan’ın koşullarına göre değil. Okuyucular burada erkeğin ve kadının hangi güçlü ve zayıf yönlerinin söz konusu olduğuna dair kendi algılarını taşıyabilirler ama burada net ve çarpıcı olan şey, Tanrı’nın tek bir yolu olduğudur: erkekten kadına. Şeytan’sa tam tersine gitti: kadından erkeğe.
Bugün Neredeyiz?
Bugün, günahsız bir çağda yaşamıyoruz ama lütuftan yoksun bir çağda da değiliz. Yaratılış 2’nin dünyası nasıl Yaratılış 3’te lanetlendiyse, Yaratılış 3’ün dünyası da bundan özgür kılınma umudundan yoksun değil. Kadından gelecek tekil soy (Yaratılış 3:15) gelmiştir. Günümüzün kötü çağı bize bela olsa bile, Mesih’teki yeni yaratılışın gelişini tatmakta ve Koloseliler 3:18-19’daki özgürlük resmiyle yaşamayı öğrenmekteyiz:
Ey kadınlar, Rab’be ait olanlara yaraşır biçimde kocalarınıza bağımlı olun. Ey kocalar, karılarınızı sevin. Onlara sert davranmayın.
Hiçbirimiz henüz bu resmi mükemmel bir şekilde yaşamıyoruz. Ama birçok yenilginin yasını tutarken, aynı zamanda zaferler de tadıyoruz.
Özellikle de kocalar ve pastörler için, Pavlus’un Yaratılış 2 ve 3’ü temel alarak ifade ettiği çağrımızdan çıkan bir sonuç da şu ki, baş olmak demek, daha az değil, daha fazla sorumluluk yüklenmek demektir. Tanrı’nın önce Adem’i yaratması daha fazla sorumluluk demekti, daha fazla ayrıcalık değil. Daha fazla iş demekti, daha az iş değil. Daha fazla gerginlik demekti, daha az değil. Erkeğin ilave bir ağırlık ve yük sırtlanması gerekiyordu ama bu, Tanrı’nın onun için tasarlamış olduğu bir şeydi. Öyle ki, bunu sevinçle yapabilsin. Ama “baş” olmak demek, fazlasını taşımak demekti, azını değil.
Kardeşler, kocalar veya pastörler olarak, Tanrı size bunun için gereken fiziksel ve duygusal omuzları verdi. Ayrıca size kendi Ruhu’nu ve vaatlerini de verdi ve sizi yüklerinizi O’na yüklemeye ve bizi olmamız için yarattığı erkeklere yeniden dönüştürmesi için O’na yakarmaya çağırmaktadır.
Tüm içerikler aksi belirtilmedikçe Müjde Birliği’ne aittir. Kişisel amaçlar veya ticari olmayan amaçlar dahilinde, bu içerikleri özgürce kullanabilir, paylaşabilir ve çoğaltabilirsiniz. Ancak yazılı içeriğin çevrimiçi yayınlandığı durumlarda, şu şekilde asıl makaleye gönderme yapan bir ibare eklenmesi gerekmektedir:
(c) Müjde Birliği. Asıl makaleye şuradan erişebilirsiniz: https://mujdebirligi.com/makaleler/teoloji-ve-doktrin/seytan-nicin-havvayi-hedef-aldi-kadin-ve-erkegin-yoldan-cikisi/