2 Kasım: Acılarda Sevinç Bulmak

Hazırlayan: John Piper

“Benim yüzümden insanlar size sövüp zulmettikleri, yalan yere size karşı her türlü kötü sözü söyledikleri zaman ne mutlu size! Sevinin, sevinçle coşun! Çünkü göklerdeki ödülünüz büyüktür. Sizden önce yaşayan peygamberlere de böyle zulmettiler.” (Matta 5:11-12)

Hristiyan hedonizmi, bir Hristiyan olarak acılar içerisinde sevinmenin farklı yolları olduğunu söylemektedir. Bunların tümünün, her şeye yeten, insanı tümüyle tatmin eden Tanrı lütfunun bir ifadesi olarak görülmesi ve ardından gidilmesi gerekir.

Acılarda sevinmenin bir yolu, aklımızı bizi dirilişte beklemekte olan yüce ödüle sabitlemekten geçer. Böyle bir odaklanmanın yapacağı etki, mevcut acıyı bizi bekleyen şeye kıyasla küçük gösterecektir: “Kanım şu ki, bu anın acıları, gözümüzün önüne serilecek yücelikle karşılaştırılmaya değmez” (Romalılar 8:18; krş. 2. Korintliler 4:16-18). Acıları katlanılabilir bir hâle getirerek, ödülümüzle sevinmek bizim için sevgiyi de mümkün hâle getirecektir.

“Düşmanlarınızı sevin, iyilik yapın, hiçbir karşılık beklemeden ödünç verin. Alacağınız ödül büyük olacak” (Luka 6:35). Yoksullara karşı cömert olun ve “Böylece mutlu olursun. Çünkü bunlar sana karşılık verecek durumda değildirler. Karşılığı sana, doğru kişiler dirildiği zaman verilecektir” (Luka 14:14). Vaat edilen ödüle güven duymak, bizi dünyasallığın iplerinden kurtarır ve sevgi bedelini ödemek üzere özgür kılar.

Acılarda sevinmenin bir diğer yolu, umut güvencesiyle acı çekmenin yapacağı etkilerden geçer. Sıkıntıda sevinmenin temeli, yalnızca diriliş ve ödül umudu değil, aynı zamanda da acı çekmenin kendisinin bu umudu derinleştirmek üzere etkin olmasıdır.

Örneğin, Pavlus şöyle demektedir: “Sıkıntılarla da övünüyoruz. Çünkü biliyoruz ki, sıkıntı dayanma gücünü, dayanma gücü Tanrı’nın beğenisini, Tanrı’nın beğenisi de umudu yaratır” (Romalılar 5:3-4).

Bir başka deyişle, Pavlus’un sevincinin temeli yalnızca kendisini bekleyen yüce ödül değil, aynı zamanda bu ödül umudunu daha da güçlendiren acı deneyimlerin yarattığı etkidir. Sıkıntılar dayanma gücünü, dayanma gücü de imanımızın gerçek ve içten olduğu hissini yaratır. Bu da, Mesih’i gerçekten kazanacağımıza yönelik umudumuzu daha da güçlendirir.

Öyleyse, ister bizi bekleyen ödülün zenginliğine, istersek de acı deneyimlerin arındırıcı etkilerine odaklanalım, Tanrı’nın hedefi sevincimizin acıların ortasında daim olmasıdır.