Hazırlayan: John Piper
Ama merhameti bol olan Tanrı bizi çok sevdiği için, suçlarımızdan ötürü ölü olduğumuz halde, bizi Mesih’le birlikte yaşama kavuşturdu. O’nun lütfuyla kurtuldunuz. Tanrı bizi Mesih İsa’da, Mesih’le birlikte diriltip göksel yerlerde oturttu. (Efesliler 2:4-6)
Tanrı’nın Mesih’e dönüş anımızda gerçekleştirdiği o nihai eylem, “suçlarımızdan ötürü ölü olduğumuz halde, bizi Mesih’le birlikte yaşama” kavuşturmuş olmasıdır. Bir başka deyişle, Tanrı’ya karşı ölüydük. Tepkisizdik. Ruhsal anlamda hiçbir tat alamıyor, hiçbir ilgi gösteremiyorduk. Mesih’in güzelliğine bakacak hiçbir ruhsal gözümüz yoktu. Mutlak önem taşıyan ne varsa, hepsine karşı ölüydük.
Sonra Tanrı, biz daha O’nun huzuruna yaraşır varlıklar olabilmek adına hiçbir şey yapamıyorken -koşulsuz olarak- eyleme geçti. Bizi yaşama kavuşturdu. Mesih’in yüceliğini görebilmemiz için egemen gücüyle bizi ruhsal ölüm uykusundan uyandırdı (2. Korintliler 4:4). Ölü olan ruhsal duyular, mucizevi bir şekilde hayata döndü.
Efesliler 2:4, bunun bir “merhamet” eylemi olduğunu söylüyor. Yani Tanrı bizi ölü halde gördü ve bize acıdı. Günahın sonsuz ölüme ve çaresizliğe götüren dehşet verici ücretini gördü. “Merhameti bol olan Tanrı … bizi Mesih’le birlikte yaşama kavuşturdu.” Merhametinin zenginliği, ihtiyaç anımızda üzerimize aktı. Ancak bu metnin dikkat çekici yönüyse şu ki, Pavlus kendi cümlesinin akışını, “O’nun lütfuyla kurtuldunuz” diyebilmek için bozmaktadır. “Tanrı … bizi Mesih’le birlikte yaşama kavuşturdu –O’nun lütfuyla kurtuldunuz– [ve] Mesih’le birlikte diriltip göksel yerlerde oturttu.”
Pavlus bunu 8. ayette de tekrardan söyleyecektir. Peki neden cümlesinin akışını, bu ifadeyi tam da buraya eklemek için bozmaktadır? Üstelik buradaki odak noktası, Tanrı’nın bizim bu vahim ölü halimize, çaresizliğimize verdiği yanıttaki merhametidir. Öyleyse Pavlus neden burada aynı zamanda lütufla kurtulduğumuzu da söyleme zahmetine girmektedir?
Cevabın şu olduğunu düşünüyorum: Pavlus tam bu noktada lütfun karşılıksız oluşunu vurgulamak için mükemmel bir fırsat olduğunu fark ediyor. Mesih’e dönmeden önceki ölü halimizi betimlerken, ölülerin gereken koşulları karşılayamadığı gerçeğini fark ediyor. Ölüler, ancak ve ancak Tanrı’nın onları tümüyle koşulsuz ve karşılıksız bir şekilde kurtarmasıyla yaşayabilir. Bu özgürlük, işte tam da lütfun kalbinde yatan şeydir.
Bir insanın bir başkasını ölümden diriltmesinden başka hangi eylem bu denli karşılıksız olabilir! Lütfun anlamı budur.
Tüm içerikler aksi belirtilmedikçe Müjde Birliği’ne aittir. Kişisel amaçlar veya ticari olmayan amaçlar dahilinde, bu içerikleri özgürce kullanabilir, paylaşabilir ve çoğaltabilirsiniz. Ancak yazılı içeriğin çevrimiçi yayınlandığı durumlarda, şu şekilde asıl makaleye gönderme yapan bir ibare eklenmesi gerekmektedir:
(c) Müjde Birliği. Asıl makaleye şuradan erişebilirsiniz: https://mujdebirligi.com/gunluk-ruhsal-okumalar/15-ocak-lutfun-karsiliksiz-olusu/