Hazırlayan: John Piper
Tanrı’yı bildikleri halde O’nu Tanrı olarak yüceltmediler, O’na şükretmediler. Tersine, düşüncelerinde budalalığa düştüler; anlayışsız yüreklerini karanlık bürüdü. (Romalılar 1:21)
Şükran insan yüreğinde Tanrı’ya karşı doğmaya başladığında, Tanrı bereketimizin zengin kaynağı olarak yüceltilmiş olur. Tanrı bize her şeyi sağlayan ve bize iyilik eden tek kaynak olarak ilan edilmiş ve dolayısıyla da görkemi sergilenmiş olur.
Ancak şükran yüreklerimizde Tanrı’nın bize gösterdiği yüce iyilik karşısında doğmadığında, bu muhtemelen O’na hiçbir iltifatta bulunmak istemediğimiz anlamına gelir. Yani, O’nu bize iyilik eden kişi olarak yüceltmek istemiyoruzdur.
Ayrıca insanların doğaları gereği Tanrı’yı kendilerine iyilik eden kişi olarak yüceltmek istememelerinin iyi bir sebebi vardır. Bunun sebebi, böyle yapmanın bizi kendi yüceliğimizden uzaklaştırmasıdır ve tüm insanlar doğaları gereği Tanrı’nın yüceliğinden çok kendi yüceliklerini sevmektedirler.
Tüm nankörlüğün kökünde, kişinin kendi büyüklüğünü sevmesi vardır. Sahici şükran, bizim hiç hak etmediğimiz bir vasiyetten faydalanmakta olduğumuzun farkındadır. İsa Mesih’in haç şeklindeki değneklerine dayanmakta olan topallarız. Her dakika Tanrı’nın merhametinin solunum cihazına bağlı olarak yaşayan felçlileriz. Cennetin çocuk arabasında uyumakta olan çocuklarız.
Doğal kişi, Tanrı’nın kurtaran lütfu olmaksızın, kendisini bu şekilde görmekten, yani kendisini haksız varis, topal, felçli ve çocuk olarak görmekten nefret eder. Nitekim bu sıfatlar, bütün yüceliği Tanrı’ya vererek kişiyi kendi yüceliğinden soymaktadır.
Dolayısıyla, bir adam kendi yüceliğini seviyor, kendi kendine yetmesiyle övünüyor ve kendisini günahtan ötürü hasta ve çaresiz olarak görmekten nefret ediyorsa, gerçek Tanrı’ya karşı asla sahici bir şükran duymayacak ve Tanrı’yı asla gerektiği gibi yüceltmeyecek, yalnızca kendini yüceltecektir.
İsa şöyle demiştir: “Sağlamların değil, hastaların hekime ihtiyacı var. Ben doğru kişileri değil, günahkârları çağırmaya geldim” (Markos 2:17).
İsa kendilerinin iyi durumda oldukları konusunda ısrar eden kişilere hizmet etmeye gelmedi. O çok daha büyük bir şey talep etmektedir. Bizim büyük olmadığımız gerçeğini kabul etmemizi talep etmektedir. Bu, kendini beğenmişler için kötü bir haberdir. Ancak kendi kendine yetme taklidinden vazgeçmiş olup Tanrı’yı arayan kişiler için bu sözler, baldan tatlı sözlerdir.
Tüm içerikler aksi belirtilmedikçe Müjde Birliği’ne aittir. Kişisel amaçlar veya ticari olmayan amaçlar dahilinde, bu içerikleri özgürce kullanabilir, paylaşabilir ve çoğaltabilirsiniz. Ancak yazılı içeriğin çevrimiçi yayınlandığı durumlarda, şu şekilde asıl makaleye gönderme yapan bir ibare eklenmesi gerekmektedir:
(c) Müjde Birliği. Asıl makaleye şuradan erişebilirsiniz: https://mujdebirligi.com/gunluk-ruhsal-okumalar/28-kasim-nankorlugun-koku/