Hazırlayan: John Piper
“Kim Tanrı’ya bir şey verdi ki, karşılığını O’ndan isteyebilsin?” Her şeyin kaynağı O’dur; her şey O’nun aracılığıyla ve O’nun için var oldu. O’na sonsuza dek yücelik olsun! (Romalılar 11:35-36)
Söz konusu itaat olduğunda, şükran tehlikeli bir sebeptir. Bir alacaklıymış imajı çizer. Örneğin, “Tanrı’nın senin için ne çok şey yaptığına baksana. Senin de şükranla O’nun için pek çok şey yapman gerekmez mi?” Ya da, “Sen neysen ve neye sahipsen, hepsini Tanrı’ya borçlusun. Peki karşılığında O’nun için sen ne yaptın?”
Bu tarz bir düşünce şeklinde en azından üç sorunun olduğunu düşünüyorum.
İlk olarak, Tanrı’nın bize bahşettiği tüm lütfun karşısında O’na geri ödeme yapmak imkânsızdır. Bunun karşılığını ödemenin yanından bile geçemeyiz çünkü Romalılar 11:35-36 şöyle der: “‘Kim Tanrı’ya bir şey verdi ki, karşılığını O’ndan isteyebilsin?”’ [Cevap: Hiç kimse!] Her şeyin kaynağı O’dur; her şey O’nun aracılığıyla ve O’nun için var oldu. O’na sonsuza dek yücelik olsun!” O’na olan borcumuzu ödeyemeyiz çünkü O, kendi çabalarımız da dahil olmak üzere O’na verebileceğimiz her şeyin zaten sahibidir.
İkinci olarak, bize bahşettiği tüm lütfu O’na geri ödemeyi başarabilsek dahi, bu durumda başardığımız tek şey, lütfu bir ticarete dönüştürmek olur. Eğer geri ödeyebiliyorsak, lütuf olmaz. Eğer birisi sizi akşam yemeğine davet ederek size sevgisini göstermek ister ve siz de vedalaşma sırasında haftaya onları davet ederek borcunuzu ödeyeceğinizi söylerseniz, onların gösterdiği lütfu bir hiç haline getirmiş ve bunu bir ticarete döndürmüş olursunuz. Tanrı kendi lütfunun boşa çıkarılmasından hoşlanmaz. Lütfunun yüceltilmesini ister (Efesliler 1:6, 12, 14).
Üçüncü olarak, şükrana itaat için bir sebep olarak bakmak, Tanrı’nın gelecek lütfuna edilmesi gereken imanın önemini göz ardı eder. Şükran geçmişte elde edilen lütfa bakar ve bunun için müteşekkir hisseder. İman ileriye, gelecekte vaat edilen lütfa bakar ve bu ister şu andan beş dakika sonraki isterse de beş yüzyıl sonraki bir lütuf olsun, umut dolar. “İman, umut edilenlere güvenmek, görünmeyen şeylerin varlığından emin olmaktır” (İbraniler 11:1).
Gelecek lütfa olan bu iman, itaatimizin temelindeki sebeptir ve böyle bir itaat, insan itaatinin halihazırda lütuf dolu olan yönünü de yitirmez. İtaat, Tanrı’ya geri ödeme yapmak ve bu şekilde lütfu ticarete dönüştürmek demek değildir. İtaat Tanrı’ya daha fazla lütuf için, gelecek olan lütuf için güvenmekten ve bu şekilde Tanrı’nın sevgisinin ve kudretinin sonsuz bereketlerini yüceltmekten gelir. İman, “Tanrın RAB gideceğin her yerde seninle birlikte olacak” (Yeşu 1:9) vaadine bakar ve itaatle yola koyularak ülkeyi almaya gider.
Tüm içerikler aksi belirtilmedikçe Müjde Birliği’ne aittir. Kişisel amaçlar veya ticari olmayan amaçlar dahilinde, bu içerikleri özgürce kullanabilir, paylaşabilir ve çoğaltabilirsiniz. Ancak yazılı içeriğin çevrimiçi yayınlandığı durumlarda, şu şekilde asıl makaleye gönderme yapan bir ibare eklenmesi gerekmektedir:
(c) Müjde Birliği. Asıl makaleye şuradan erişebilirsiniz: https://mujdebirligi.com/gunluk-ruhsal-okumalar/4-mayis-tehlikeli-bir-sebep/