Hazırlayan: John Piper
Uygun zamanda sizi yüceltmesi için, Tanrı’nın kudretli eli altında kendinizi alçaltın. Bütün kaygılarınızı O’na yükleyin, çünkü O sizi kayırır. (1. Petrus 5:6-7)
Gelecek kaygısı neden bir tür kibirdir?
Tanrı’nın buna vereceği cevap şuna yakın bir şey olurdu (Yeşaya 51:12’yi farklı kelimelerle ifade edersek):
Ben –Rabbiniz, Yaratıcınız– sizi teselli eden, sizinle ilgileneceğini vaat eden Kişi’yim ve size karşı tehdit savuranlar, ölüp gidecek olan insanlardır sadece. Bu nedenle, korkunuz yalnızca bana güvenmediğiniz anlamına gelir ve elinizdekilerin kendinizi muhafaza edip etmeyeceğinden emin olmamanıza rağmen, benim gelecek olan lütfuma iman etmek yerine, kendinize, o kırılgan varlığınıza bel bağlamayı tercih ediyorsunuz. Bu yüzden de tüm o titreyişiniz, o zayıf titreyişiniz yalnızca içinizdeki kibri yansıtmakta.
Buna çare ne peki? Kendinize bel bağlamayı bırakın ve Tanrı’ya bel bağlayın. O’nun gelecek lütuf vaadinin o her şeye yeten gücüne iman edin.
Siz de görebilirsiniz ki, 1. Petrus 5:6-7’de kaygı bir tür kibirdir. Ayetler arasında dil bilgisi açısından mevcut olan bağlantıya dikkat edin. “Tanrı’nın kudretli eli altında kendinizi alçaltın. [Şimdiyse 7. ayet] Bütün kaygılarınızı O’na yükleyin.” 7. ayet aslında yeni bir cümle değil. Başka bir cümleye tabi olan bir yan cümle. Aslında bir fiilimsiyle başlıyor: “Bütün kaygılarınızı O’na yükleyerek… kendinizi alçaltın.”
Bunun anlamı da kaygılarımızı Tanrı’ya yüklemenin bir anlamda Tanrı’nın kudretli eli önünde kendinizi alçaltmanın bir yolu olduğudur. Bu şunu demek gibidir: “Ağzınız kapalı bir şekilde çiğneyerek kibarca yemek yiyin.” Ya da, “Gözlerinizi yolda tutarak dikkatli sürün.” Ya da, “Birisini akşam yemeğine davet ederek cömert olun.” Ya da, “Tüm korkularınızı Tanrı’ya yükleyerek kendinizi alçaltın.”
Kendimizi alçaltmanın bir yolu da, tüm kaygılarımızı Tanrı’ya yüklemektir. Bu da demek oluyor ki, kaygılarınızı O’na yüklememek kibirdir. Yani, yersiz kaygı bir tür kibirdir. Dışarıdan bakıldığında kişi ne kadar zayıf görünürse görünsün, ne kadar zayıf hissederse hissetsin, bu bir tür kibirdir.
Peki, kaygılarımızı Rab’be yüklemek niçin kibrin tam tersidir? Çünkü kibir, kaygılarını kabullenmek istemez. Ya da bu kaygıları kendi başımıza ortadan kaldıramayacağımızı kabullenmek istemez. Üstelik kibir bir şekilde korkularının başa çıkılamayacak derecede olduğunu kabullenmek zorunda kalsa bile, bu korkuların çaresinin kendisinden daha bilge ve daha güçlü olan bir başka kişiye güvenmek olabileceği gerçeğini kabullenmek istemez.
Bir başka deyişle, kibir bir tür imansızlıktır ve Tanrı’ya, O’nun gelecek olan lütfu konusunda güvenmek istemez. Oysa iman, yardıma olan ihtiyacı kabul eder. Ama kibir etmez. İman, yardım bulabilmek için Tanrı’ya bel bağlar. Ama kibir bağlamaz. İman, kaygılarını Tanrı’ya yükler. Ama kibir yüklemez.
Dolayısıyla, kibir imansızlığıyla mücadele edebilmenin yolu, kaygılarınız olduğu gerçeğini özgürce kabul etmek ve şu sözlerle, gelecek olan lütuf vaadinin tadını çıkarmaktır: “O sizi kayırır.” Daha sonrasında da korkularınızı O’nun güçlü omuzlarına bırakmaktır.
Tüm içerikler aksi belirtilmedikçe Müjde Birliği’ne aittir. Kişisel amaçlar veya ticari olmayan amaçlar dahilinde, bu içerikleri özgürce kullanabilir, paylaşabilir ve çoğaltabilirsiniz. Ancak yazılı içeriğin çevrimiçi yayınlandığı durumlarda, şu şekilde asıl makaleye gönderme yapan bir ibare eklenmesi gerekmektedir:
(c) Müjde Birliği. Asıl makaleye şuradan erişebilirsiniz: https://mujdebirligi.com/gunluk-ruhsal-okumalar/tanri-sizi-kayirir/