Hazırlayan: John Piper
Gözlerimi aç, yasandaki harikaları göreyim. (Mezmurlar 119:18)
Hepimiz “harikaları” görmeden okumanın nasıl bir şey olduğunu biliyoruz.
En görkemli şeylere, onların görkeminin farkına varmadan baktığımız olmuştur. Sevildiğimizi hissetmeden tarifsiz sevgi görmüşüzdür. Ölçüsüz bilgelik görmüş ama hiçbir hayranlık duymamışızdır. Gazabın kutsallığını görmüş ama hiçbir titreyiş yaşamamışızdır. Bu da, görmeden baktığımız anlamına gelmektedir (Matta 13:13).
Tanrı’ya bel bağlayan duaları niçin okumalarımıza dokumamız gerektiğinin sebebi de budur: “Lütfen görkemini bana göster” (Mısır’dan Çıkış 33:18). Tanrı kendi eşsiz görkemine giden yolun dua olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Kim bilir okurken Söz’ün üzerine dua etmememizden dolayı bugüne dek ne kadar ışıktan mahrum kaldık! “Elde edemiyorsunuz, çünkü Tanrı’dan dilemiyorsunuz” (Yakup 4:2).
Görkem, Anlamın İçinden Işıldar
Elçisel sözü gerçekten anlayabilmek, Tanrı’dan gelen karşılıksız bir armağandır. Bunu kendi başımıza bulamayız. Bize verilir. Bu yüzden, “Bana anlayış ver” diye dua ediyoruz. Ancak ilahi anlayış armağanı, bizim Kutsal Kitap’ı anlamaya yönelik doğal çabalarımızı da boşa çıkartmaz. Bunu 2. Timoteos 2:7’de görüyoruz: “Dediklerimi iyi düşün. Rab sana her konuda anlayış verecektir.”
“Dua ettiğimizde, Tanrı’dan metnin anlamını kısaca geçmesini değil, anlamı dolu bir şekilde açmasını dilemekteyiz.”
Tanrı’dan bize Kutsal Yazılar’da kendi görkemini göstermesini dilediğimizde, O’ndan metnin anlamını kısaca geçmesini değil, yazarın kastettiği anlamı dolu bir şekilde açmasını dilemekteyiz. Bu nedenle, Kutsal Yazılar’da Tanrı’nın görkemini tatma ve görme çabamızın içerisinde, O’ndan kelimelerin temel anlamını kavramamız için bize yardım etmesini dileriz. Görkem, metnin üzerinde yazarın iletmek istediğinden farklı bir şekilde ortaya çıkan bir bulut değildir. Sözlerin iletmek istediği mesajın, yani anlamın içinden ve arasından ışıldar.
Bunları söylemek bile aslında yetersiz kalmaktadır çünkü görkem, sözlerin iletmek istediklerinin yalnızca bir parçasıdır. Ancak ben bir metnin temel anlamıyla, mesajın değerini ve güzelliğini ayrı tutmanın faydalı olacağını düşünüyorum. Bunların birbirinden tam anlamıyla ayrılamayacağını biliyorum ve ikisi de aslında yazarın bizim deneyimlememizi istediği şeyin bir parçasıdır. Belki görsel bir örnek, niçin bu ayrımın önemli olduğunu düşündüğümü ve bunun duayla nasıl alakalı olduğunu görmemiz noktasında bize yardımcı olacaktır.
Cennet Mi, Kırsal Bölgeler Mi?
Filipililer 1:23’te Pavlus şöyle der: “Dünyadan ayrılıp Mesih’le birlikte olmayı arzuluyorum; bu çok daha iyi.” Diyelim ki dikkatsiz bir okuyucu Pavlus’un Roma’da olduğunu biliyor ve bu sözlerle onun Roma’dan ayrılmayı ve imparatorluğun tehlikeli bir şehir merkezinde olmaktansa Mesih’le çok daha kırsal, esenlik dolu bir yerde olmayı kastettiğini düşünüyor olsun. Ayrıca okuyucu, bunun harika bir düşünce olduğunu, ruhun yenilenmesi için doğanın ve sessizliğin ne kadar önemli olduğuna dair tatlı anlamlarla dolu olduğunu düşünsün.
Açıkçası, bu kişi hatalı olurdu. İlk olarak, bu dikkatsiz okuyucu temel mesajı yanlış anlamıştı. Pavlus burada Roma’dan çıkıp kırsala gitmekten veya kırlardaki huzurun değerinden bahsetmedi. Bu yaşamdan ayrılmayı ve Mesih’le birlikte cennette olmayı arzuladığını kastetti. Dolayısıyla okuyucumuz Pavlus’un niyetini kavrayamamış oldu.
Ama daha da kötüsü var. Bu yanlış anlamı temel alarak, dikkatsiz okuyucumuz aynı zamanda orada olmayan türden bir görkem buldu. Kırsalda yaşamanın insan ruhuna nasıl huzur ve tazelik verdiği konusunda tatlı hislere daldı. Bu hislerinse metinde hiçbir temeli yoktur. Kendisinin görkemli veya harika diyeceği bir şey gördü. Ama bu görkem ve harika orada değildir.
Sunduğum bu örneğin ana fikri şudur: Mezmur yazarı, “Gözlerimi aç, yasandaki harikaları göreyim” (Mezmurlar 119:18) diye dua ettiğinde, harikaları görmekten ötürü metni doğal olarak titiz bir biçimde okumanın kapı dışı edildiğini kastetmiyordu. Dolayısıyla, dua titiz yorumlamanın yerini almamaktadır. Dua titiz yoruma hizmet eder. Yalnızca görkemi görmek için değil, aynı zamanda içerisinden görkemin ışıldadığı anlamı kavrayabilmemiz için dua ederiz.
Tanrı’nın metni aydınlatma şekli, orada esasen mevcut olan şeyi göstermektir. Bunun anlamı, bir metne ilişkin anlayışımızı savunmamız gerektiğinde, bunu orada esasen mevcut olan şeyi göstererek yapmalıyız. Dilbilgisini temel alan tek bir iyi ve sağlam argüman, Kutsal Ruh’un bana metnin anlamını söylediğine ilişkin tüm iddialardan ağır basar. Birinin daha saygıdeğer olmasının sebebi, Kutsal Ruh’un metnin dilbilgisini esinlerken sergilediği görkemli eylemin, okuyucunun bu dilbilgisini ihmal ederek kendi öznel deneyimlerine dayanarak gösterdiği çabadan çok daha ciddi bir şey olmasıdır.
Dua Her Yöntemi İyileştirir
Bir metnin anlamının katmanlarını nasıl açıklıyor olursak olalım, dua her katmanda meyve verir. Tanrı kendi görkemini görmemiz için yalnızca yüreklerimizin gözlerini açmakla kalmaz, aynı zamanda ilahi takdiriyle tüm doğal yorumlama sürecinde de bize rehberlik eder. Bu, metnin en doğal kısımları için bile geçerlidir. Tüm sürecin üzerinde egemendir. Metne dair gözlemimizin, düşüncelerimizin veya araştırmalarımızın her bir kısmını yönetmektedir. İsa, göklerdeki Babamız’ın izni olmadan tek bir serçenin bile yere düşmediğini söylemiştir (Matta 10:29). Kutsal Kitap’ı okurken de bu böyledir. Tanrı’nın ilahi rehberliği olmadan tek bir küçük keşif bile yapamayız.
Dolayısıyla, Kutsal Kitap’ı okuma ve çalışma sürecinin tamamında Tanrı’nın rehberliği için tekrar tekrar dua etmeliyiz. İç görü kazanabilmek adına uygulanabilecek stratejilerin sayısı ne kadar çoksa, Kutsal Yazılar’da yer alan şeyleri görebilmek adına dua edebileceğiniz şeylerin sayısı da o kadar çoktur. Tanrı, eğer O’ndan dilersek, hepsinin çok daha fazla meyve vermesini sağlayabilir. Buna şunlar dahildir:
- Bir metindeki tüm özelliklere dikkat kesilebilmeniz için dua etmek.
- Metnin özellikle aydınlatıcı olan kısımlarına yönlendirilmeniz için dua etmek.
- Okuduğunuz metne ışık tutacak başka Kutsal Kitap metinlerine yönlendirilmeniz için dua etmek.
- Karşılaştığınız bir probleme ışık tutabilecek başka kitaplara, vaazlara veya derslere yönlendirilmeniz için dua etmek.
- Okuduklarınızı çok daha gerçekçi bir hâle getirecek yeni deneyimler için veya geçmişteki deneyimlerinizi hatırlamak için dua etmek.
- Sizinle Kutsal Kitap’ı okuyabilecek ve görmediğiniz şeyleri görmenize yardımcı olacak arkadaşlar için dua etmek.
- Kutsal Yazılar’ın rahatsız edici bulduğunuz belirli kısımlarına karşı gözlerini kör edebilecek günahlı alışkanlıklara ve eğilimlere karşı dua etmek.
- Metni bir kenara not düşerken, ilk okumada fark edemediğiniz şeyleri fark etmeniz için dua etmek.
Esasında yazılı olan şeye sizin daha çok dikkat kesilmenize yardımcı olabilecek ne varsa, onun için dua edin. Tanrı’dan O’nun yardımı olmadan aydınlık kazanamayacak olan şeyleri aydınlatmasını dileyin.
Aynayı Temizleyin
Kutsal Kitap’ta gördüğümüz şeyin değerini hissetmiyorsak, onu olduğu şekliyle görmüyoruz demektir. Onu Şeytan’ın gördüğü gibi görüyoruzdur. Gerçi durum buysa, cinler bizden farklı olarak bu şeyler karşısında titremektedirler (Yakup 2:19). Doğal kişinin gördüğü gibi görüyoruzdur. Mesih’e dönüşle birlikte yüreklerimizin doğaüstü bir biçimde aydınlanmasından önce (Efesliler 1:18; İbraniler 10:32), İsa’nın hikâyesine bakarız ve “Mesih’in yüceliğiyle ilgili Müjde’nin ışığına” karşı körüzdür (2. Korintliler 4:4). Üstelik bu ilk aydınlanmadan sonra bile (2. Korintliler 4:6), yaşamlarımızın geri kalanında tekrar ve tekrar, Tanrı’nı bize gören gözler vermesi için dua etmemiz gerekir.
İsa gelene dek, “her şeyi aynadaki silik görüntü gibi görüyoruz” (1. Korintliler 13:12) ve bu aynanın üzerinde farklı derecelerde, bir şeyleri bulanıklaştıran bir buğu vardır. Tanrı, duayı bu aynayı silebileceğimiz vazgeçilmez bir araç olarak belirlemiştir. Öyle ki, Söz’ü olduğu gibi, tüm harikalarıyla birlikte görebilelim.
Tüm içerikler aksi belirtilmedikçe Müjde Birliği’ne aittir. Kişisel amaçlar veya ticari olmayan amaçlar dahilinde, bu içerikleri özgürce kullanabilir, paylaşabilir ve çoğaltabilirsiniz. Ancak yazılı içeriğin çevrimiçi yayınlandığı durumlarda, şu şekilde asıl makaleye gönderme yapan bir ibare eklenmesi gerekmektedir:
(c) Müjde Birliği. Asıl makaleye şuradan erişebilirsiniz: https://mujdebirligi.com/makaleler/harikalari-dileyin-kutsal-kitapta-nasil-daha-fazla-guzellik-gorulebilir/
Yorum 01