Müjde’yi es geçmeden, Müjde’nin ötesine nasıl geçebilirsiniz? Öte yandan, Müjde bu kadar önemliyse, onun “ötesine geçmemizin” ne anlamı olabilir ki?
Bunlar, müjdeci (evanjelik) akımı içerisinden sesini yükselten Müjde merkezlilik hareketinin sorduğu iki sorudur.
Geçen hafta bu harekete yapılabilecek olası bir itiraza bakmıştım. Bu yazım aracılığıyla da bu iki soruyu cevaplamaya çalışacağım. Biri bir uyarı, diğeriyse bir öneri niteliğinde olacak.
Öncelikle, müjdeci (evanjelik) akım içerisinde görünüşe göre yükselmekte olan müjde merkezlilik, bence harika bir şey. Seslerini yükselten bu kişiler, haklı olarak kutsallaşmada Müjde’nin merkezi bir rolü olduğunu, bildirilerin buyruklara temel teşkil ettiğini ve Müjde’nin ötesine geçmek yerine, Müjde’de daha derine inmemiz gerektiğini söylemektedirler. Bunlar Kutsal Kitap’a derinden bağlı argümanlardır.
İKİ MÜJDECİ YAKLAŞIM: ÖZCÜLÜK VE İNDİRGEMECİLİK
Ancak biri şunu sorabilir: “Müjde bu kadar önemliyse, onun ‘ötesine geçmemizin’ ne anlamı olabilir ki?”
Müjdeciler (evanjelikler) derin bir şekilde özcülükten yanadır. Farklı birçok tarihsel sebepten dolayı, bizler olayları en basite indirgemeye ve hayatımıza devam etmeye meyilliyizdir. Sıkça söylendiğini duyduğum gibi, sanki iki vitesimiz vardır: önemli ve önemsiz.
Bu yeni akımın getirdiği bir tehlikeyse, eğer Müjde “önemli” kategorisindeyse (ki öyle olmalıdır!), bu durumda diğer her şey “önemsiz” sepetine atılacaktır.
Yaşamımızda ve kiliselerimizde Müjde’nin herhangi bir şey tarafından engellenmesine, gölgelenmesine veya kenara atılmasına asla izin vermememiz yönünde uyarılar yapıldığında, bu durumu zaman zaman sezer gibi olurum. Bu tür uyarılar gerekli ve yerindedir ancak eğer gerekli ve gereksiz arasında üçünü bir kategori açmazsak, Müjde’nin kendisi tehlikeye girecektir. Sadece Müjde’ye odaklanarak, Müjde’yi koruyamazsınız. Bu amaçla kullanılmak üzere Tanrı tarafından verilen çeşitli doktrin ve uygulamalar vardır ve bizler bunları kendimizi riske sokarak ihmal etmekteyiz.
Örneğin, Üçlübirlik doktrini Müjde’den asla ayrılamaz. Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un her biri kurtuluşta kendine özgü rolleri yerine getirir ve bu da Üçlübirlik’teki herhangi bir doktrinsel bozulmanın, Müjde’de bozulma ortaya çıkaracağı anlamına gelir.
Başka bir örnekse şudur: Kutsal Yazılar’ın doğruluğu, Müjde için sağlam bir epistemolojik temel teşkil eder. Mesih’e güvenimiz, Tanrı Sözü’nün doğruluğuna ve güvenilirliğine dayanmaktadır.
Müjde’yi koruyan uygulamalara gelecek olursak, kilise üyeliğini ve kilise disiplinini düşünün. Jonathan Leeman’ın da dediği gibi kilise üyeliği, İsa’yı kimin temsil ettiğini dünyaya gösterirken, kilise disiplini de İsa’nın ismini korumaktadır.
Kilise üyeliği, Müjde’ye ait olan insan topluluğunu diğerlerinden ayırır. Kilise üyeliği dünyaya, “Müjde’nin insanları bunlardır. Müjde’nin yarattığı yeni halk budur” demektedir.
Kilise disiplini de kilisenin dünyaya sergilemekte olduğu Müjde imajını korur. Kiliseyi, izlemekte olan uluslar önünde yanlış bir Müjde resmi sunmaktan alıkoyar. Bunu, bir Hristiyan’ın ne olmadığını söyleyerek yapar: “Bu, Müjde’den doğan bir yaşam değildir.”
Dahası, birisinin de demiş olduğu gibi, kilise disiplini Müjde’nin eyleme geçişidir. Mesih’te, Tanrı bizleri kendi günahımıza terk etmemektedir. Bizler de diğer kilise üyelerini günah içinde kendi hallerine bırakmamalıyız. Bunun yerine, onlara sevgi dolu bir azarlamayla ve Mesih’in karşılıksız bağışlamasıyla yaklaşmalıyız.
Diğer birçok doktrin ve uygulamayla birlikte bu doktrin ve uygulamalar, Müjde’yle yakından ilişkilidir. Müjde’ye organik olarak bağlıdırlar. Kendi anlayışımıza, tanıklığımıza ve Müjde’ye zarar vermeden, onları görmezden gelmemizin imkânı yoktur.
Bu yüzden benim uyarım şudur: Müjde merkezliliğinizin, Müjde özcülüğüne dönmesine ve bunun da bir Müjde indirgemeciliğine yol açmasına izin vermeyin. Evet, Müjde’yi yaşamınızın ve kilisenizin yaşamının merkezi yapın. Ama bu durum, kulağa sanki önemli olan tek şey yalnızca Müjde’ymiş gibi gelmesin.
NOKTALARI BİRLEŞTİRİN
Birinci soruya tekrar bakarsak: Müjde’yi es geçmeden, Müjde’nin ötesine nasıl geçebilirsiniz? Başka bir deyişle, Müjde’yi arkada bırakmadan, bu şeyleri nasıl vaaz edip uygulayacağız?
Benim önerim şu: Bunu sürekli olarak Müjde, doktrinimiz ve uygulamalarımız arasındaki noktaları birleştirerek yaparız.
Bunu zaten bu makalede yapmış bulunuyoruz. Üçlübirlik, Kutsal Kitap’ın yetkisi, kilise üyeliği ve kilise disiplini, Müjde’ye organik olarak bağlıdır. Onlarca başka önemli doktrin ve uygulama da böyledir.
Bir kilise liderinin Müjde’yi geride bırakmadan Müjde’nin ötesine geçmesinin yolu, vaazlarında ve öğretişinde görünür bir şekilde bu organik bağlantıları kurmaktır. Müjde’deki odağımızı kaybetmeden başka konulara odaklanmanın yolu, bu konuların Müjde’yle olan ilişkilerinin izini sürmekten geçer.
Dolayısıyla kilise ihtiyarları, anne baba olma, eskatoloji (son zamanlar öğretisi), birisiyle çıkma ve vaftiz hakkında öğretiş verirken, bunu Müjde’nin ışığında ve bunların her birinin Müjde’yle nasıl bağlantılı olduğunu göstererek yapın. Böylece diğer doktrin ve uygulamalar, Müjde’yle rekabet içerisinde olmazlar. Bunun yerine, Müjde’yle kol kola olurlar.
Müjde merkezliliğin, Müjde indirgemeciliğine dönüşmesine izin vermeyin. Bunun yerine, Müjde ve yerel kilisenin yapısı ve yaşamı dahil olmak üzere, geri kalan her şey arasındaki noktaları birleştirin.
Bobby Jamieson
Tüm içerikler aksi belirtilmedikçe Müjde Birliği’ne aittir. Kişisel amaçlar veya ticari olmayan amaçlar dahilinde, bu içerikleri özgürce kullanabilir, paylaşabilir ve çoğaltabilirsiniz. Ancak yazılı içeriğin çevrimiçi yayınlandığı durumlarda, şu şekilde asıl makaleye gönderme yapan bir ibare eklenmesi gerekmektedir:
(c) Müjde Birliği. Asıl makaleye şuradan erişebilirsiniz: https://mujdebirligi.com/makaleler/hristiyan-yasami/mujde-merkezlilik-bir-uyari-ve-bir-oneri/