Hazırlayan: John Piper
Tanrı kendi çocuklarını asla ihmal etmez. Asla aşırı meşgul değildir. Kaynakları asla tükenmez. Asla kafası karışmaz. Kötü niyetli değildir. Her zaman kulak verir. Her zaman merhametlidir. Her zaman isteklidir. Her zaman bilgedir. Her zaman sevgi doludur. Alçakgönüllü olan, O’na güvenen çocuklarının her bir dileğini işitir ve en iyi şekilde karşılık verir. Dua her zaman karşılığını verir. Her zaman.
Bu elbette dua yaşamının karışık bir yaşam olmadığı anlamına gelmez. Buradaki hedefim, özellikle üç zor soruyu cevaplayarak, sizi dualarınızda teşvik etmek. Sorular şöyle: (1) Tanrı’dan “O’nun isteğine uygun” şeyler dilemek ne demektir (1. Yuhanna 5:14)? (2) “Ölümcül günah” işleyenlerin bağışlanması için niçin dua etmememiz söyleniyor (1. Yuhanna 516)? (3) 1. Yuhanna 3:22’de geçen “ne dilersek” ifadesi ne anlama gelmektedir? “O’ndan ne dilersek alırız. Çünkü O’nun buyruklarını yerine getiriyor, O’nu hoşnut eden şeyleri yapıyoruz.” Bu sorulara metne bağlı kalarak verilecek cevapların, dua konusunda büyük bir teşvik olduğunu düşünüyorum.
Bu üç soruya odaklanıyorum çünkü ilkini cevaplamaya çalışırken, söz konusu bağlamın diğer iki sorunun cevaplarını da beraberinde getirdiğini fark ettim. İlk iki soruyu doğuran ve cevaplayan metin şu:
Tanrı’nın önünde güvenimiz şu ki, O’nun isteğine uygun ne dilersek bizi işitir. Her ne dilersek bizi işittiğini bildiğimize göre, O’ndan dilediklerimizi aldığımızı da biliriz. Kardeşinin ölümcül olmayan bir günah işlediğini gören, onun için dua etsin. Duasıyla kardeşine yaşam verecektir. Bu, ölümcül olmayan günah işleyenler için geçerlidir. Ölümcül günah da vardır, bunun için dua etsin demiyorum. Her kötülük günahtır, ama ölümcül olmayan günah da vardır. Tanrı’dan doğmuş olanın günah işlemediğini biliriz. Tanrı’dan doğmuş olan İsa Mesih onu korur ve kötü olan ona dokunamaz. (1. Yuhanna 5:14-18)
Tanrı’daki İki İstek
14. ayette geçen “O’nun isteğine uygun” ifadesi ne anlama gelmektedir? “O’nun isteğine uygun ne dilersek bizi işitir.” Kutsal Kitap’ta, “Tanrı’nın isteği” kavramının iki olası anlamı bulunmaktadır. Bir yandan, Tanrı’nın isteği O’nun buyurdukları ve yapılmasının doğru olduğunu söylediği şeylerdir. Bir diğer yandansa, Tanrı’nın isteği O’nun gerçekleşecek olan her şeye önceden karar vermesidir. İlk anlamı Tanrı’nın buyruksal isteği olarak, ikinci anlamıysa Tanrı’nın hükümsel isteği olarak adlandırabiliriz.
Örneğin, Tanrı’nın hükümsel isteğini Efesliler 1:11’de görebiliriz: “Her şeyi kendi isteği doğrultusunda düzenleyen Tanrı’nın amacı uyarınca önceden belirlenip Mesih’te seçildik.” Ya da Yakup 4:15’te: “Rab dilerse yaşayacak, şunu şunu yapacağız.” Her iki metinde de, Tanrı’nın isteği O’nun her olay üzerindeki hâkimiyetine karşılık gelmektedir. İlk ayete “her şeyi” diyor ve ikincisindeyse yaşamak ve “şunu şunu” yapmaktan bahsediyor. Tanrı’nın hükümsel isteği budur. Yaşanan her şey, bu anlamda Tanrı’nın isteğidir. “Bizim Tanrımız göklerdedir; ne isterse yapar” (Mezmurlar 115:3; krş. Mezmurlar 135:6).
Bir diğer yandan, Tanrı’nın buyruksal isteğini, örneğin 1. Yuhanna 2:17’de görebilirsiniz; “Tanrı’nın isteğini yerine getiren sonsuza dek yaşar.” Ya da Markos 3:35’te: “Tanrı’nın isteğini kim yerine getirirse, kardeşim, kızkardeşim ve annem odur.” Ya da 1. Selanikliler 4:3’te: “Tanrı’nın isteği şudur: Kutsal olmanız.” Bu ayetlerde “Tanrı’nın isteği” ifadesinin “gerçekleşen her şey” anlamında olmadığını görebiliyoruz. Bu ayetlerde bu ifade, Tanrı’nın yapmamızın doğru olacağı buyruklarına karşılık gelmektedir.
Kutsal Kitap açısından “Tanrı’nın isteği” üzerine iki farklı şekilde konuşabiliyor olmamız gerçeği, herhangi bir eylemin bir anlamda Tanrı’nın isteğiyken, diğer anlamda O’nun isteği olmayabileceği anlamına gelmektedir. Örneğin, suçsuz insanların çarmıha gerilmesi bariz bir şekilde günahtı ve Tanrı’nın buyruksal isteğine karşı olan bir şeydi. Nitekim Tanrı, “Adam öldürmeyeceksin” diye buyurmuştur (Mısır’dan Çıkış 20:13). Ama insanlar İsa’yı öldürdüler ve bu, Tanrı’nın kurtuluş tasarısı uyarıncaydı. Yeşaya 53:10 şöyle diyor: “RAB onun ezilmesini uygun gördü; acı çekmesini istedi.” Ayrıca Elçilerin İşleri 4:28, bu katillerle ilgili (yani Hirodes, Pilatus, diğer uluslardan olan halk ve Yahudi kalabalıkla ilgili) şunu ifade etmektedir: “Senin kendi gücün ve isteğinle önceden kararlaştırdığın her şeyi gerçekleştirdiler.” Yani, İsa’nın öldürülmesi Tanrı’nın hükümsel isteği anlamında O’nun isteğiydi ancak buyruksal isteği anlamında O’nun isteği değildi.
Peki şimdi, Yuhanna “O’nun isteğine uygun ne dilersek bizi işitir” derken, bu isteklerden hangisini kastetmektedir (1. Yuhanna 5:14)?
Yeniden Doğmuş İnsanlar Günah İşlerler Mi?
Ayetleri okumaya devam ettiğimizde, bu sorunun cevabını 16. ayette buluyoruz:
Kardeşinin ölümcül olmayan bir günah işlediğini gören, onun için dua etsin. Duasıyla kardeşine yaşam verecektir. Bu, ölümcül olmayan günah işleyenler için geçerlidir. Ölümcül günah da vardır, bunun için dua etsin demiyorum.
“Ölümcül günah” ve “ölümcül olmayan günah” konusundaki hassasiyet, Yuhanna’nın mektup boyunca taşıdığı genel hassasiyetin bir parçasıdır. Yuhanna, mektubun başından sonuna kadar insanları şu iki zıt hatadan koruma kaygısı gütmektedir: (1) devam eden günahı hafife almak ve (2) bir imanlı günah işlediğinde, kurtulmadığını düşünüp umutsuzluğa kapılmak. Her ikisi de hatadır.
Yuhanna’nın topluluğunun bir kısmı, günah işlemeye devam edip hâlâ yeniden doğmuş bir imanlı olabileceğini düşünüyor gibi görünmektedirler. Diğerleriyse, yeniden doğan kişinin yaşamında tek bir günah bile olmaması gerektiğini düşünüyor gibidirler. Yuhanna ilk gruba şöyle der: “Tanrı’dan doğmuş olan, günah işlemez” (1. Yuhanna 3:9). İkinci grubaysa şöyle der: “Günahımız yok dersek, kendimizi aldatırız, içimizde gerçek olmaz” (1. Yuhanna 1:8). Bir başka deyişle, Hristiyanlar günah işlerler ama Hristiyanlar günah yaşamına kendilerini kaptırmazlar. Yeniden doğmuş kişiler günahlarının iğrenç olduğu itiraf ederler (1. Yuhanna 1:9) ve yaşamlarındaki ayartılarla savaşırlar (Romalılar 8:13).
Ölümcül Günah
- Yuhanna 5:16 ayetine geldiğimizde ve iki farklı günah türü hakkında yazılanları okuduğumuzda, şaşırmamamız gerekir. Bir türü, “ölümcül” günahtır. Diğer türse “ölümcül olmayan” günahtır. Yuhanna burada belirli bir günahtan bahsetmemektedir. Peki öyleyse, “ölümcül günah da [bir günah değil] vardır” derken, ne kastetmektedir?
- ayet ipucunu veriyor. “Ölümcül günah da vardır” (16. ayet) ve “ölümcül olmayan günah da vardır” (17. ayet) dedikten hemen sonra, Yuhanna şöyle der:
Tanrı’dan doğmuş olanın günah işlemediğini biliriz. Tanrı’dan doğmuş olan İsa Mesih onu korur ve kötü olan ona dokunamaz. (1. Yuhanna 5:18)
Yani, ölümcül olmayan günah, “Tanrı’dan doğmuş” olan ancak günahları İsa tarafından dizginlenen kişilerin günahlarıdır. İsa kendine ait olanları korur ve bırakmaz. Günahlarını dizginler. Onları bu yaşamda mükemmel kılmaz. Ama onları günahın gücüne de teslim etmez. Onları korur ve onları mahva götürme açısından, kötü olan asla onlara dokunamaz.
O hâlde bu da şunu doğurmaktadır: “Ölümcül günah”, Tanrı’dan doğmamış olanların günahlarıdır. Onların günahları İsa tarafından dizginlenmez. Esasında, bu kişiler gerçek imanlılar değildirler. Bir müddet kilisenin bir parçası olabilirler ama günahlı alışkanlıklarına tekrardan teslim olur ve kayıp düşerler. Yuhanna bu kişileri 1. Yuhanna 2:19’da şöyle betimlemektedir:
Bunlar aramızdan çıktılar, ama bizden değildiler. Bizden olsalardı, bizimle kalırlardı. Ayrılmaları hiçbirinin bizden olmadığını ortaya çıkardı.
Bu kişilerin gerçek imanlılar olmadıklarını söylememin nedeni, Yuhanna’nın şöyle diyor olmasıdır: “İsa’nın Mesih olduğuna inanan herkes Tanrı’dan doğmuştur” (1. Yuhanna 5:1). Bir başka deyişle kurtaran iman, kişinin Tanrı’dan doğmuş olduğunun bir işaretidir ve biraz önce 5:18 ayetinde gördüğümüz üzere, Tanrı’dan doğmuş olanlar, İsa tarafından korunmaktadırlar. O, onların günaha devam etmelerine izin vermez. Yani, onları “ölümcül günah” yolundan korur.
Dolayısıyla, 1. Yuhanna 5:18’den ve 1. Yuhanna’nın genel bağlamından şu sonuca varıyorum: “Ölümcül günah” belirli bir günah değil, kişiyi Mesih’ten uzaklaştıran ve kişinin hiçbir zaman yeniden doğmamış olduğunu gösteren dizginlenmemiş günah yaşamıdır (1. Yuhanna 2:19; 5:1, 18). Bu tür günah, kişiyi mahva götürmesi anlamında “ölümcül” günahtır. Götürdüğü yer nihai yıkımdır. Cehennemdir.
‘Bunun İçin Dua Etsin Demiyorum’
Şimdi, geri sarıp 16. ayetin (“Ölümcül günah da vardır, bunun için dua etsin demiyorum”), 14. ayetin anlamına (“O’nun isteğine uygun ne dilersek bizi işitir”) nasıl ışık tuttuğuna bakmamız gerekiyor. 14. ayet Tanrı’nın hükümsel isteğine mi, yoksa O’nun buyruksal isteğine mi karşılık geliyor?
Buna cevap verebilmek için, Yuhanna’nın neden “bunun için [ölümcül günah için] dua etsin demiyorum” dediğini sormamız gerekiyor. Bunun sebebi, bunun için dua etmenin hiçbir anlamı olmamasıdır. Dua, tövbe için, bağışlanma için ve yaşam için olur (16. ayette olduğu gibi). Ancak Yuhanna burada günah yaşantısının ölümcül olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Yaşam olmayacaktır. Ölümcül günahın olduğunu söylerken vurgulanmak istenen asıl şey budur. Eğer bir kişi yaşam için başarıyla dua edebiliyorsa, söz konusu günah ölümcül günah değil demektir.
“Tanrı’nın isteğine uygun” dua etmenin anlamı, böyle bir sonuç doğurmaktadır. Açık bir biçimde, Tanrı’nın buyruksal isteği bizim günahkârların tövbe etmesi ve kurtulması için dua etmemizdir. Pavlus şöyle demiştir: “Kardeşler! İsrailliler’in kurtulmasını yürekten özlüyor, bunun için Tanrı’ya yalvarıyorum” (Romalılar 10:1). Buna lanetlenip Mesih’ten uzaklaştırılanlar da dahildir (Romalılar 9:3). Ayrıca Pavlus imanlılar için de, “Mesih’in gelişinde eksiksiz ve kusursuz olmak üzere” korunsunlar diye dua etmiştir (1. Selanikliler 5:23).
Öyleyse, yoldan sapan kişiler için “Tanrı’nın isteğine uygun” olarak dua edeceksek, Yuhanna neden “bunun için [ölümcül günah için] dua etsin demiyorum” demektedir? Cevap şudur: Çünkü Tanrı onları kurtarma niyetinde değildir. Çizgiyi aşmışlardır. İbraniler 12:17’deki Esav gibi, tövbe edemeyecek ve bağışlama bulamayacak bir biçimde günah işlemişlerdir.
Bir başka deyişle, “ölümcül” şekilde günah işleyenleri kurtarmak Tanrı’nın isteği değildir. Onlara tövbe bahşetmeyecektir. O’nun hükümsel isteği onları kendi hâllerine bırakmaktır. Hiçbir dua bunu değiştirmeyecektir.
Tanrı’nın Hükümsel İsteğine Uygun
Ancak Yuhanna neden doğrudan “Bunun için dua etmeyin” demiyor da, “Bunun için dua etsin demiyorum” diyor? Çünkü söz konusu kişilerin ne tür kişiler olduğunu her zaman tam olarak bilemeyeceğimizi varsayıyor. Bize onlar için dua etmememizi buyurmak, insanların ne tür insan olduklarını her zaman fark edebileceğimizi ima ederdi. Ancak bunu her zaman yapamayız. Bir kişi günah işlemiş olduğunda, bu kişinin tövbe sınırını aşıp aşmadığını her zaman anlayamayız. Bu nedenle de Yuhanna onlar için dua etmenin etkisiz olacağını söylemekte yetinmektedir. Tanrı onları kendi hâllerine bırakmayı istemiştir. “Bunun için dua etsin demiyorum.”
Bunun anlamı da, tövbe ve bağışlama dilerseniz, dileğinize kavuşamayacağınızdır.
Ama 14 ve 15. ayetler, “O’nun isteğine uygun ne dilersek … O’ndan dilediklerimizi aldığımızı da biliriz” diyor. Dolayısıyla, “O’nun isteğine uygun” ifadesinin, “O’nun [buyruksal] isteğine uygun” anlamına gelmediğini düşünüyorum. Çünkü gördüğümüz üzere, yoldan sapan kutsallar ve imansızlar için dua etmemizin gerekmesi, O’nun buyruksal isteği uyarıncadır. Bundan farklı olarak, 14. ayetteki “O’nun isteğine uygun” ifadesinin, “O’nun [hükümsel] isteğine uygun” anlamına geldiğini düşünüyorum çünkü 16. ayet bize Tanrı’nın bu kişileri kurtarmama hükmünde bulunmuş olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla da onlar için dua etmeniz gerekmemektedir ve edecek olursanız, dilediğinizi almazsınız. Dileğiniz, Tanrı’nın hükümsel isteğiyle örtüşmemektedir.
Yani Yuhanna, “O’nun isteğine uygun ne dilersek bizi işitir” (1. Yuhanna 5:14) derken, şunu kastetmektedir: “Tanrı’nın mutlak suretteki bilge tasarısına, O’nun dünya için kararlaştırdığı yüce bilge hükümlerine uygun olarak ne dilersek, bizi işitir ve dileğimizi yerine getirir.”
Bu, Duayı Anlamsız Kılmaz
Ortaya çıkan bu sonuç karşısında verilen yaygın bir yanıtsa, bunun duayı anlamsız kıldığı, çünkü yalnızca Tanrı bir şeyin yapılması hükmünü verdiyse duanın yanıtlandığıdır. Hükmü verilmiş olan olay zaten gerçekleşmeyecek midir? Bu durumda niçin dua edelim?
Ancak böyle bir yanıt, Kutsal Kitap’ı dikkatlice ele alan bir yanıt değildir. Dikkatli düşünülecek olsa, Tanrı’nın duaya yanıt olarak gerçekten bir şeyler yaptığı görülürdü. “Elde edemiyorsunuz, çünkü Tanrı’dan dilemiyorsunuz” (Yakup 4:2). Tanrı, olayların duayla sebep bulmasını istemektedir ve dikkatle, Kutsal Kitap’a uygun bir şekilde düşünülecek olsa, aynı zamanda şu da görülürdü: Tanrı sonuçları nasıl hükmetmişse, bu sonuçların sebeplerini de hükmetmiştir. Sonları nasıl hükmetmişse, yolları da hükmetmiştir. Yoldan sapan bir kutsalın tövbe edip geri dönmesini nasıl hükmetmişse, onu geri getirecek olan duaları da hükmetmiştir.
Dua, bu dünyadaki gerçek olayların gerçek bir sebebidir. Tanrı bunun böyle olmasını hükmetmiştir ve bu, böyledir.
‘Çünkü Onu Hoşnut Eden Şeyleri Yapıyoruz’
Peki ya üçüncü sorumuz? 1. Yuhanna 3:22’deki “ne dilersek” ifadesi ne anlama gelmektedir? “O’ndan ne dilersek alırız. Çünkü O’nun buyruklarını yerine getiriyor, O’nu hoşnut eden şeyleri yapıyoruz.” Cevap, öncesinde görmüş olduğumuz şeylerle bağlantılı.
Cevaplanan dua için buradaki 3:22 ayetinde, öncesinde 5:14’te gördüğümüzden farklı bir koşul ortaya konmaktadır. 5:14’te belirtilen koşul, Tanrı’nın isteğine uygun, yani O’nun mutlak suretteki bilge tasarısına, hükümsel isteğine uygun olarak dua etmemiz koşuluydu. Buradaki (3:22’deki) koşulsa, duanın “O’nu hoşnut eden şeyleri” yaptığımız takdirde cevaplanmasıdır.
Bu iki koşul aynı anda nasıl olabilir?
Tanrı’yı Hoşnut Eden Şey, O’nun Mutlak Hâkimiyetine Memnuniyetle Teslim Olmaktır
Benim önerim şu: 3:22’nin koşulu, 5:14’ün koşulunu içermektedir. Yani, Tanrı’yı hoşnut eden şeyi yapmak, Tanrı’nın hükümsel isteğine bilinçli bir şekilde ve memnuniyetle teslim olmayı içermektedir. Bu hükümsel istek, her zaman bizim dualarımızın en bilge ve en sevgi dolu yanıtı olacaktır.
Yuhanna, eğer “[Tanrı’yı] hoşnut eden şeyleri” yapıyorsak, ne dilersek alacağımızı söylemektedir. Tanrı’yı ne hoşnut etmektedir? Söz konusu özellikle dua olduğunda, en azından şu üç şeyden bahsedebiliriz:
- Petrus 5:6’ya göre, Tanrı’nın önünde alçakgönüllü olmamız O’nu hoşnut eder: “Tanrı’nın kudretli eli altında kendinizi alçaltın.” Yani, Tanrı olmadığımız gerçeğini memnuniyetle kabul ettiğimizde, Tanrı hoşnut olmaktadır. Dünyayı yönetecek ya da evrenin iplerini Tanrı’nın elinden alacak durumda değiliz.
- Yakup 3:2’ye göre, “Hepimiz çok hata yaparız. Sözleriyle hata yapmayan kimse, bütün bedenini de dizginleyebilen yetkin bir kişidir.” Bunu kabul etmemiz, Tanrı’yı yüceltir. Ayrıca buradaki “sözleriyle” ifadesi “duadaki sözleri” de içermektedir. Dua ettiğimizde aniden mükemmel olmayız. Hepimiz sınırlı ve yanılabilen varlıklarız. Hatalar yaparız. Tanrı, kendi halkı bunları kabul ettiği zaman hoşnut olur.
- Yakup 4:14’e göre, Hristiyanların şöyle demesi gerekir: “Rab dilerse yaşayacak, şunu şunu yapacağız.” Bunu söylememiz gerek. Yani, gerçekte (duamızda!) “Rab dilerse yaşayacak, şunu şunu yapacağız!” dediğimizde, Tanrı hoşnut olur.
Dua ettiğimiz zaman neyin Tanrı’yı hoşnut ettiğine dair Kutsal Kitap’a dayalı bu üç açıklamadan yola çıkarak, gördüğüm şey şudur: Dileğimize kavuşmak için 1. Yuhanna 3:22’ye göre yerine getirmemiz gereken koşul, 1. Yuhanna 5:14’te yerine getirmemiz gereken koşulu içermektedir. 5:14’teki koşul şuydu: “O’nun [hükümsel] isteğine uygun ne dilersek bizi işitir.” Benim yaptığım önermeyse, bu koşulda Tanrı’nın hüküm verdiği yanıtların en iyi yanıtlar olduğuna iman ederek O’nu hoşnut etme eğiliminin saklı olduğudur. Bir başka deyişle, Tanrı’yı hoşnut eden şey, sınırlılığımızı ve kusurluluğumuzu itiraf eden ve “Rab dilerse dua ettiğimiz kişiler ‘yaşayacak ve şunu şunu yapacak’” diyen bir düşünce tarzıdır.
Bizim İçin ‘Ne’ İyiyse
Öyleyse üçüncü sorumuzun cevabı, yani 1. Yuhanna 3:22’deki “ne dilersek” ifadesinin anlamı nedir? “O’ndan ne dilersek alırız. Çünkü O’nun buyruklarını yerine getiriyor, O’nu hoşnut eden şeyleri yapıyoruz.”
“Ne dilersek” ifadesinin anlamı, Tanrı’nın kendi çocuklarının iyiliği ve kendi adının görkemi için olan mutlak suretteki bilge, her şeyi kapsayan ve sevgi dolu tasarısıyla şekillenmektedir. “Şekillenme” sözüyle kastettiğim şey, dileğimizin bazen sınırlandığı bazense genişletildiği, bazen aceleyle geldiği bazense zaman aldığı, arındırılıp mükemmelleştirildiği, ancak asla ihmal edilmediğidir. Ekmek dilersek, bize taş vermez ama kek, mısır ekmeği veya balık yağı verebilir. Eğer balık dilersek, bize yılan vermez ama biftek, yahni veya havyar verebilir (Matta 7:9-11).
O, bizim Babamız’dır. Kaynakları asla tükenmez. Sevgisi mükemmeldir. Bilgeliğine akıl ermez. Asla zararda değildir. Bu nedenle, bize sadece bizim için ne iyiyse onu verecektir (Romalılar 8:28, 32; Matta 6:33). 1. Yuhanna 3:22’deki “ne dilersek” ifadesinin bu anlama geldiğini düşünüyorum.
Bu yüzden, şevkle dua edin. Tam bir alçakgönüllülükle, kendi kusurluluğunuzu kabul ederek ve O’nun mükemmel tasarısına ve mutlak suretteki bilge hükümlerine teslim olarak, kendinizi Rab’bi hoşnut etmeye adayın. O, duaya yanıt olarak yapacağı milyon şeyin hükmünü vermiştir. Odadaki lamba tuşuna basmak nasıl ışık için gerçek bir sebepse, musluğu çevirmek nasıl lavabodaki su için gerçek bir sebepse veya sağlam bir şekilde sallanan bir çekiç nasıl sağlam bir şekilde çakılan bir çivi için gerçek bir sebepse, dualarımız da Tanrı’nın tasarladığı olayların gerçek sebepleridir. Tanrı’dan dilemediğimiz için elde edemediğimiz (Yakup 4:2) kesinlikle doğrudur. Bu yüzden, dileyin. Tanrı’nın Sözü’ne bağlı kalın. O’nu hoşnut eden şeyi yapın ve dileyin.
Elbette O’nun yapmayacağı şeyler vardır. 1. Yuhanna 5:16’nın ana fikri budur. Tanrı bizim bu kişiler için dua etmemizi yasaklamamaktadır çünkü onların nasıl kişiler olduklarını her zaman bilemeyiz. Ama bize, gerçekleşecek olan şeylerin yalnızca O’nun bilge hükümleri olacağını söylemektedir ve bizi, gerçekleştirdiği her şeydeki mutlak hâkimiyetine alçakgönüllülükle teslim olmaya çağırmaktadır. Bu nedenle, dua her zaman karşılığı verir. Her zaman.
Tüm içerikler aksi belirtilmedikçe Müjde Birliği’ne aittir. Kişisel amaçlar veya ticari olmayan amaçlar dahilinde, bu içerikleri özgürce kullanabilir, paylaşabilir ve çoğaltabilirsiniz. Ancak yazılı içeriğin çevrimiçi yayınlandığı durumlarda, şu şekilde asıl makaleye gönderme yapan bir ibare eklenmesi gerekmektedir:
(c) Müjde Birliği. Asıl makaleye şuradan erişebilirsiniz: https://mujdebirligi.com/makaleler/ogrenci-yetistirme/tanri-hangi-dualari-cevaplar-onun-istegine-uygun-dileklerde-bulunmak/