Hazırlayan: Jon Bloom
İnsanlığın düşüşünden bu yana, insanlar bir şeye odaklanma konusunda sorun yaşamaktadırlar ancak günümüzde, benzeri görülmemiş bir dikkat dağınıklığı çağında yaşıyoruz. Bu cümleleri bir elektronik alet üzerinden okuduğunuzu düşünürsek, sanırım söylediğim şeyi pek de açmama gerek yok.
Birçok uzman, bu durumun üzerimizde oluşturduğu negatif etkiden bahsediyor. Çoğumuz bunu hissediyoruz. Vızıltılı beyni, dikkat körelmesini, okumaya karşı ve özellikle de kitaplara karşı azalan tahammülü hissediyoruz.
Dikkat dağınıklığına koşullanıyoruz ve bu durum bizim dinleme, dikkatlice düşünme, dingin kalma, dua etme ve tefekkür etme yetimizi zedeliyor. Bu da, bunun ruhsal bir tehlike olduğu, Tanrı’nın bizi kurtarmasına ihtiyaç duyduğumuz bir kötülük olduğu anlamına geliyor (Matta 6:13).
Dikkat Dağınıklığının Sebepleri
Dikkat dağınıklığı (en azından değinmekte olduğum tehlikeli türden olanı), bizim dikkatimizi daha önemli bir şeyden daha önemsiz bir şeye kaydırıyor.
Dikkat dağınıklığındaki en temel ve en tehlikeli problemimiz, dikkatimizin Tanrı’dan kopmasıdır. Dikkat odağımızı var olan en yüce Varlık’tan alıp, bu daha az değere sahip olan şeylere kaydırmaya meyilli hâle gelmekteyiz. Kutsal Kitap bunu putperestlik olarak adlandırmaktadır.
Bu temel dikkat kayması, bizi içten içe hasta etmektedir. Dikkatimizi daha önemli şeyden daha az önemli şeye kaydırma yönündeki bu meyil, bir kar topu gibi yuvarlanarak ilişkilerimizi ve sorumluluklarımızı da zararlı bir biçimde etkiler. Sonuç olarak, en derinine indiğimizde kendi düşmüş, bencil doğamızdan ötürü dikkat dağınıklığına açık bir hâldeyizdir; kötülük içimizdedir.
Ancak tüm dikkat dağınıklıklarının sebebi içimizde yer etmeye devam eden kötülük değildir. Bazılarının sebebi yaratılışı etkilemekte olan amaçsızlıktır (Romalılar 8:20-23). Amaçsızlık biyolojimizi olduğu kadar çevremizi de etkiler. Hepimizin kusurlu beyinleri ve bedenleri vardır ve bu nedenle bazılarımız hiperaktivite veya diğer zihinsel ya da fiziksel hastalıklar sebebiyle dikkat dağınıklığıyla mücadele etmektedir. Yetersiz beslenme, sağlıksız aile örüntüleri, kültürel/teknolojik etmenler (ardı arkası kesilmeyen iletişim araçları gibi) çeşitli çevresel faktörler de bizim dikkat yetimizi etkileyebilmektedir.
Tüm bu faktörler çoğu durumda birbiriyle karışmakta, dikkat dağınıklığımızın temelinde ne kadar günah, ne kadar bozuk biyoloji veya çevre olduğunu tespit etmeyi neredeyse imkânsız hâle getirmektedir. Ama Tanrı’dan dilersek, bizi sebebi ne olursa olsun, kötülükten kurtaracaktır. Bu güçlü düşmanları avantajımıza kullanarak, yüreklerimizin neleri sevdiğini görmemize yardımcı olarak ve lütfuyla bizi alçakgönüllü imanda ve öz-denetimde ilerleterek, bizi bu kötülükten kurtaracaktır.
Yüreğin İfşası
Bir şey sürekli olarak dikkatimizi dağıttığında, bunu aklımızda tutmamız gerekir. Dikkatimiz genellikle bizim için önemli olan şeylere yönelir. Dolayısıyla, dikkat dağınıklığı bizim neyi sevdiğimizi açığa çıkarabilir. Bu, İsa’nın arkadaşı Marta için böyle olmuştu.
Marta, İsa onun evinde öğrettiği sırada, mutfakla meşguldü. Marta kendi kız kardeşi Meryem’in ona yardımcı olmak yerine İsa’nın dibinde oturduğunu görüp şikâyet ettiğinde, İsa şöyle yanıt verdi:
“Marta, Marta, sen çok şey için kaygılanıp telaşlanıyorsun. Oysa gerekli olan tek bir şey vardır. Meryem iyi olanı seçti ve bu kendisinden alınmayacak.” (Luka 10:41-42)
Marta’nın dikkati İsa’dan kopmuştu. Ne tarafından koparılmıştı? Misafirlerine hizmet etme tarafından. Niçin? Çünkü kaygılıydı. Ne konuda kaygılıydı? Herkesin karnını doyurma ve kuvvetle muhtemel kendi işini iyi bir şekilde yapmadığı zaman diğerlerinin kendisi ve ev halkı hakkında ne düşüneceği konusunda kaygılıydı.
Ama Marta, İsa ona yüreğini görmesine yardımı olana dek kendi dikkat dağınıklığını fark etmedi. Herkese hizmet ederek doğru olan şeyi yaptığını sanıyordu. Ama İsa, Marta’ya sahip olduğu değerlerde bir denge kaybı olduğunu gösterdi. Marta, dikkatini daha önemli bir şeyden daha önemsiz bir şeye kaydırmıştı.
Dolayısıyla, tüm meşguliyetimizin içerisinde, şu soruları sormak zorundayız: Dikkatimizi dağıtan asıl şey ne? Yüreğimiz neyi arzuluyor? “İyi olanı” seçip, “gerekli olan tek bir şeyi” mi arıyoruz (Mezmurlar 27:4), yoksa daha azını mı?
Alçakgönüllü İmanın İnşası İçin Mücadele Etmek
Dikkat dağınıklığı bizim kendi zayıflığımızın ve sınırlılığımızın, gerçekte Tanrı’nın biz olmadığımızın tekrar eden bir hatırlatıcısıdır. Böylesi savunulamaz ve açık bir biçimde gülünç olan kibir derecelerine kendimizi kaptırdığımızdan dolayı, bu bizim için oldukça iyidir de. Dikkat dağınıklığı bizi alçaltır ve Tanrı’ya perişan hâlde muhtaç olduğumuz yardım için dua etmek zorunda bırakır.
Ayrıca dikkat dağınıklığı, imanımızı bina eder. Tanrı bizim yeteneğimizden çok, imanımızla ilgilenir. O’nun, düşmanların Nehemya’ya ve tüm Yeruşalim’in duvar inşacılarına nasıl laf edip işleri yavaşlatmalarına müsaade ettiğini hatırlıyor musunuz (Nehemya 4. bölüm)? Benzer şekilde, Tanrı bizim O’na bağımlı olan imanımızı bina etmek amacıyla, bizi yetersiz dikkat dağınıklıklarıyla mücadele ettirir. Tanrı’nın yaşamımızdaki tüm yetersizliklerde bina etmekte olduğu şey işte bu imandır.
Eğer Ruh’tan gelen alçakgönüllülük ve iman bereketleri, içimizde bizim dikkat dağınıklığına karşı gösterdiğimiz mücadeleler aracılılığıyla gelişiyorsa, bunları da şükretmemiz için bir sebep olan diğer “her şey” gibi sayarız (Efesliler 5:20).
Öz-Denetim Kaslarını Geliştirmek
Tanrı dikkat dağınıklığını aynı zamanda bizim öz-denetimimizi arttırmak için de kullanmaktadır. Hristiyan öz-denetimi, Ruh’un bir meyvesidir (Galatyalılar 5:22-23). Ruh’un bizde etkin olan diğer tüm kutsallaştırıcı meyveleri gibi, öz-denetim de Ruh’un birincil ve belirleyici armağanı ve bizim ikincil ancak vazgeçilmez olan sıkı çalışmamızla gelişir.
Öz-denetimi güçlendirme şeklimizin, kasları güçlendirme şekliyle benzer olduğunu hatırlamamız faydalıdır. Kaslar dirençle karşılaşmadığı sürece güçlenmez. Öz-denetim de öyledir. Kendimizi sıkı çalışmaya vermenin ve bizim için neyin en iyi şekilde işlediğini bulmanın kaçarı yoktur. Ama duayla ve imanla kendimizi verirsek, Ruh bizim emeklerimize güç katacak ve biz de öz-denetim kapasitemizin arttığını göreceğizdir.
Tıpkı fiziksel güç ve becerilerde olduğu gibi, bazıları odak konusunda da diğerlerinden daha büyük bir beceriyle donatılmışlardır. Eğer siz bu bereketli kişilerden biriyseniz, sizin bu armağana sahip çıkma şekliniz diğer bu alanda daha az armağan sahibi olan kişilerinkinden farklı olacaktır. Yetenekli bir atlet gibi, siz de ileriye sıçramak için tasarlanmışsınızdır. Bunu en üst seviyeye çıkarmaya çalışın çünkü “kime çok verilmişse, ondan çok istenecek” (Luka 12:48).
Eğer siz çeşitli sebeplerden ötürü, dikkat dağınıklığı konusunda daha zorlu mücadeleler yaşamak zorunda kalan biriyseniz, kendinizi mahkûm hissetmeyin (Romalılar 8:1). Sizin için, Tanrı’nın verdiklerine sahip çıkmak en iyi şekilde dikkat dağınıklığıyla mücadele etmek anlamına gelir. Kendinizi zorlayın. Diğerlerinin yapabildiklerini yapamayabilirsiniz ama Tanrı sizi, yalnızca size bahşettiklerinin ölçüsüne göre sorumlu tutacaktır (Romalılar 12:6).
Neye Mal Olursa Olsun
Bazı dikkat dağınıklıklarını kendi içlerinde kötü olarak addetmemiz doğrudur. Bunların her biri, ödediğimiz bir zaman vergisidir ve bu verginin geri ödemesi yoktur. Harcanan zaman, artık harcayacak daha az zamanımız olduğu anlamına gelir. Dikkat dağınıklığıyla geçen her bir dakika geri getirilemeyecek, artık geçmişte hapsolmuş olan bir dakikadır. Yaşadığımız bu kötü günlerde, zamanımızı en iyi şekilde değerlendirmenin fırsatını aramamız doğru olan şeydir (Efesliler 5:16).
Ama yine de, bu durumdan ötürü diğer günah veya amaçsızlıklarla geçen mücadelelerden daha büyük bir felce uğramamız gerekmez. Babamız bizim iman dolu odak lütfuyla büyümemizi istemektedir ve O, Mesih aracılığıyla, bizim dikkat dağınıklıklarıyla geçen zorlu bocalamalarımızı yine bizim iyiliğimiz için etkin hâle getirecektir (Romalılar 8:28). Ruhu aracılığıyla, dikkat dağınıklıklarını bizi putperestlikten ve kibirden kurtarmak ve öz-denetimde gelişmemize yardımcı olmak için kullanacaktır. Bu nedenle, şu duayı ederek O’nun lütuf tahtına güven dolu bir imanla yaklaşalım:
Neye mal olursa olsun, ya Rab, bana yalnızca senin beni yapmaya çağırdığın şeylerin peşinden gitme konusunda artan bir kararlılık ver ve beni verimsiz dikkat dağınıklığının parçalayıcı etkisinden kurtar.
Tüm içerikler aksi belirtilmedikçe Müjde Birliği’ne aittir. Kişisel amaçlar veya ticari olmayan amaçlar dahilinde, bu içerikleri özgürce kullanabilir, paylaşabilir ve çoğaltabilirsiniz. Ancak yazılı içeriğin çevrimiçi yayınlandığı durumlarda, şu şekilde asıl makaleye gönderme yapan bir ibare eklenmesi gerekmektedir:
(c) Müjde Birliği. Asıl makaleye şuradan erişebilirsiniz: https://mujdebirligi.com/makaleler/ya-rab-beni-dikkat-daginikligindan-kurtar/