Hazırlayan: Jon Bloom
Her birimiz Tanrı’dan lütuf armağanları almışızdır. “Her biriniz hangi ruhsal armağanı aldıysanız, bunu Tanrı’nın çok yönlü lütfunun iyi kâhyaları olarak birbirinize hizmet etmekte” kullanmamız gerekir (1. Petrus 4:10). Bu armağanlar bize imanda “gelişip sevinme[m]iz” için verilmektedir (Filipililer 1:25).
Kibirden Etkilenmiş Kâhyalar
Ama hepimiz günahlı doğamız gereği benkolikleriz, kendimizi gereğinden fazla yukarılarda görme zehrine bağımlı bir şekilde doğuyoruz (Romalılar 12:3) ve başkaları da bizi gereğinden fazla yukarılarda görüyorlar.
İçimizde yer etmekte olan günah, biz yeniden doğmuş kutsallarda da yaşamaya devam ettiğinden dolayı, Tanrı’dan aldığımız armağanlar söz konusu olduğunda, bu eski bağımlılık yaratan kibir bizim kendimize ve başkalarına olan bakışımızı da etkiliyor. Kendi armağanlarımızı hiç hak etmediğimiz şeyler olarak ve başkalarının armağanlarını da bize sunulan merhametli lütuf araçları olarak görmek yerine, sürekli günahlı bir memnuniyetsizlikle mücadele ediyoruz. Çoğunlukla istediğimiz kadar armağan sahibi olmadığımızı, bizdeki armağanların insanlarca yeterince fark edilmediğini veya falancanın armağanları gibi etkileyici olan bir başka armağanlar bütününe ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz.
Armağanlarımız Başkalarına Nasıl Bereket Oluyor ve Bizi Nasıl Kutsallaştırıyor?
Şimdi, aslında içimizdeki kibrin bu ifşası Tanrı’nın çocuklarına armağanlarını dağıtırken tasarladığı bir şey. Tanrı bu hak edilmemiş armağanları eşit olmayan ölçülerde dağıtırken, bu durum lütufkâr bir etki yaparak bizim aldatıcı yüreklerimizin karanlık köşelerindeki kibri dışarı çıkarıyor. Kendimizi başkalarıyla kıyasladığımız ve kendimizi başkalarından üstün görerek yücelttiğimiz veya alçak görerek içerlendiğimiz her seferde, Tanrı bizi bu kibrimizden tövbe etmeye, kendimizi O’nun kudretli, bilge eli altında alçaltmaya, bizi O’na göre en uygun olan zamanda ve şekilde yükselteceği konusunda O’na güvenmeye (1. Petrus 5:6) ve böylece O’nu yüceltmeye davet ediyor.
Bu da, bu tasarıyı muhteşem bir tasarı yapıyor! Tam anlamıyla dahilik dolu. Bunu kucakladığımız durumda, iki yönlü bereket olan bir tasarı. Tanrı hepimizi öyle bir şekilde bereketliyor ki, armağanlarımız başkalarının ihtiyaçlarını karşılayarak onlara bereket oluyor ve onlar da armağanlarıyla bizim kibrimizi açığa çıkarıp bizi Tanrı’yı hoşnut eden bir imanla yaşamak için O’nun lütfuna iterek bize bereket oluyorlar (İbraniler 11:6). Bu olduğunda, herkeste bir şükran doğuruyor. Mükemmel! Armağanlarımız başkalarına bereket olmak ve bizi de kutsallaştırmak üzere etkin oluyor. Benkoliklikten toparlanma aşamasında olanların ihtiyaç duyduğu şey de tam olarak bu.
Armağanlarımız Başkalarının Yararına
Petrus’un sözlerine dönecek olursak: “Her biriniz hangi ruhsal armağanı aldıysanız…” (1. Petrus 4:10). Bu gerçeğin, üzerimize uygun bir ağırlıkla oturması gerekir. Tanrı, armağanlarımızın genlerden ve yaşantılardan doğan kazara şeyler olmadığını bilmemizi istemektedir. Her birimizi yaratırken ne yapmakta olduğunu biliyordu ve bize şu anda bu ölçüde sahip olduğumuz armağanları özellikle vermiştir.
Bu nedenle, Tanrı’nın bize emanet etmiş olduğu armağanların kâhyalarıyız ve O, bunları bize öncelikle başkalarının yararı için vermiştir (1. Petrus 4:10; Romalılar 12:4-6). Armağanlarımız, bizim insanları saygısıyla birlikte önem kazandığımız sahneler olarak tasarlanmamıştır. Gerçek önemimiz bizi Mesih’te seçen, bizi armağanlarla donatan ve kendi amaçları uyarınca bizi kendi krallığında görevlendiren Tanrı’dan gelir. Burada, tam olarak kavrayıp takdir edebileceğimizden çok daha büyük bir önem yatmaktadır. Ancak önemi doğrudan Tanrı’dan bulmak yerine, dolaylı olarak insanların övgüsüyle bulmaya çalışmak, boş bir çaba olacaktır.
Görevinizi Yaşayın
Tanrı tarafından verilen bir görev üzerindesiniz. Pavlus bu nedenle şöyle der: “Herkes Rab’bin kendisi için belirlediği duruma uygun biçimde, Tanrı’dan aldığı çağrıya göre yaşasın” (1. Korintliler 7:17). “Kendinize ait değilsiniz” (1. Korintliler 6:19). “Mesih’in kölesi” (1. Korintliler 7:22) ve almış olduğunuz armağanların kâhyasısınız. Başkalarının sizin armağanlarınıza ihtiyacı var. Bunlara bu yüzden sahipsiniz.
Yaşamlarımız hayallerimizin peşinde koşmaktan ibaret değildir. Hayallerimizin çoğu, gerçekten değerlendirecek olsak kendimizi yücelten kibir fantezileridir ve gereksiz ölçüde bencillerdir. Gerçekse şu ki, bizim için neyin en iyisi olduğunu ve neyin bizi gerçekten mutlu edeceğini pek bilmiyoruz. Ama Tasarımcımız biliyor. O bizim tam olarak ne için yaratıldığımızı ve bize verilmiş olan yaşamı nasıl en dolu ve en verimli şekilde sürdürebileceğimizi biliyor. Eğer O’nu imanla takip edersek, bizi nihai olarak en doyum verici yollara götürecektir – bu yollar acılardan ve ölümden geçse bile.
Dolayısıyla, görevinizi yaşayın. Armağanlarınıza başkalarının yararı uğruna sonuna kadar kâhyalık edin. Tanrı’nın yüceliği için olabileceğiniz en iyisi ve en verimlisi olmak için çabalayın. Size vermiş olduğu armağanları değersizleştirerek Tanrı’ya saygısızlık etmeyin. Sahip olmadığınız armağanlar için homurdanarak ve başkalarının sahip olduğu armağanlara veya hatta sergiledikleri kibre içerlenerek zamanınızı harcamayın. Onlar da tıpkı sizin gibi tökezleyen, toparlanmakta olan benkoliklerdir ve Tanrı onlara lütufkâr bir şekilde nasıl karşı çıkacağını bilir (1. Petrus 5:5). Onlar için dua edin.
“Kardeşler, herkes ne durumda çağrıldıysa, Tanrı önünde o durumda kalsın” (1. Korintliler 7:24). Olmaya çağrıldığınız kişi olmaktan daha yüce bir çağrınız yoktur ve eğer armağanlarınıza başkaları için kâhyalık ederseniz, Tanrı sizi en coşkulu hayallerinizi çok aşan bir biçimde ödüllendirecektir.
Tüm içerikler aksi belirtilmedikçe Müjde Birliği’ne aittir. Kişisel amaçlar veya ticari olmayan amaçlar dahilinde, bu içerikleri özgürce kullanabilir, paylaşabilir ve çoğaltabilirsiniz. Ancak yazılı içeriğin çevrimiçi yayınlandığı durumlarda, şu şekilde asıl makaleye gönderme yapan bir ibare eklenmesi gerekmektedir:
(c) Müjde Birliği. Asıl makaleye şuradan erişebilirsiniz: https://mujdebirligi.com/makaleler/tanrinin-size-emanet-ettigi-armaganlara-kahyalik-edin/
Yorum 01