28 Nisan: Büyük Takas

28 Nisan 2021 3 dakika okuma süresi

Hazırlayan: John Piper

Çünkü Müjde’den utanmıyorum. Müjde iman eden herkesin –önce Yahudiler’in, sonra Yahudi olmayanların– kurtuluşu için Tanrı gücüdür. Tanrı’nın insanı akladığı, Müjde’de açıklanır. Aklanma yalnız imanla olur. Yazılmış olduğu gibi, “İmanla aklanan yaşayacaktır.” (Romalılar 1:16-17)

Tanrı’nın gözünde kabul görebilmemiz için doğruluğa ihtiyacımız vardır. Ama buna sahip değiliz. Sahip olduğumuz şey günahtır.

Dolayısıyla, Tanrı’da ihtiyacımız olan ve hak etmediğimiz şey, yani doğruluk vardır ve bizdeyse Tanrı’nın nefret ve reddettiği şey, yani günah vardır. Tanrı’nın bu duruma cevabı nedir?

Cevabı, bizim yerimize ölen ve mahkûmiyetimizi yüklenen, Tanrı’nın Oğlu İsa Mesih’tir. “[Tanrı], öz Oğlu’nu günahlı insan benzerliğinde günah sunusu olarak gönderip günahı insan benliğinde yargıladı” (Romalılar 8:3). Mahkûmiyeti kimin benliği, kimin bedeni yüklendi? O’nun bedeni. Kimin günahları mahkûm edildi? Bizim. Büyük takas budur. Yine, 1. Korintliler 5:21 şöyle der: “Tanrı, günahı bilmeyen Mesih’i bizim için günah sunusu[b] yaptı. Öyle ki, Mesih sayesinde Tanrı’nın doğruluğu olalım.”

Tanrı günahlarımızı Mesih’e yükleyip bu günahları O’nda cezalandırır ve Mesih’in itaatkâr ölümüyle de, Tanrı kendi doğruluğunu ispatlar ve bu doğruluğu bize sayar (aktarır). Günahımız Mesih’te; O’nun doğruluğuysa bizdedir.

Tanrı’nın bizim en büyük sorunumuza verdiği karşılığın Mesih olduğunu ne kadar vurgulasak azdır. Her şeyi Mesih’e borçluyuz.

Mesih’i ne kadar sevseniz, O’nu ne kadar düşünseniz, O’na ne kadar şükretseniz ve O’na ne kadar bel bağlasanız, azdır. Tüm bağışlanmamız, aklanmamız ve doğruluğumuz Mesih’tedir.

Müjde budur. Günahlarımızın Mesih’e ve O’nun doğruluğunun da bize yüklendiğini ve bu büyük takasın bizim yaptıklarımızla değil, yalnızca iman sayesinde gerçekleştiğini ortaya koyan iyi haber budur. “İman yoluyla, lütufla kurtuldunuz. Bu sizin başarınız değil, Tanrı’nın armağanıdır. Kimsenin övünmemesi için iyi işlerin ödülü değildir” (Efesliler 2:8-9).

Yükleri omuzlarımızdan alan, bize sevinç veren ve bizi güçlendiren iyi haber budur.