Hazırlayan: John Piper
Geçen hafta, pornografinin fizyolojik bağımlılık boyutundan bahsetmiştim. Güncel beyin araştırmaları pornografinin, uyarıcı ve sakinleştirici yönleri bir araya getirmesinden ötürü, kokain ve eroinden daha güçlü bir etki yaptığına işaret ediyor. Pornografi beyinde gerçek fizyolojik yollar bırakıyor. Tüm cinsel deneyimler bu yollardan geçme durumunda kalıyor.
Sonuç olaraksa, bu beyin araştırmalarının hiçbir şekilde Tanrı’yı şaşırtmadığını söylemiştim. Beyin ve ruh arasındaki etkileşimi O tasarladı. Fiziksel ve ruhsal gerçeklik arasındaki bağlantıların keşfi, herhangi birini boşa çıkarmamaktadır.
İptale Giden İnsanlığın Bir Parçası Olmayın
Bu güncel beyin araştırmaları kendinizi sadece et ve kimyasallardan ibaret görmenize sebep olmasın. Bu, günümüz dünyasının en büyük hurafelerinden biridir. C. S. Lewis bunu insanlığın iptali olarak adlandırmıştır. Bu teori, insan düşüncesinin beyindeki hareketlerden başka bir şey olmadığını öne sürmektedir. Kendi kendini yok etmek üzere geliştirilen bir teoridir.
Lewis maddeciliğin her bir alana nüfuz ettiğini görmüştü:
Dinin yalnızca psikolojik, adaletin yalnızca kendini koruma, siyasetin yalnızca ekonomik, sevginin yalnızca şehvet ve düşünceninse beyin biyokimyası olduğunu gösterecek bulgular her zaman, her ay yenilenerek var olacaktır. (“Transposition,” The Weight of Glory içinde, 114–115)
Ama Lewis kimsenin buna inanır şekilde hareket etmediğini de görmüştü. Bir dil oyunu oynamaktadırlar. Lewis bunu düşünceyle beyin arasındaki ilişkiyle örneklendirir:
Eminiz ki, bu dünyada her halükarda, düşünce beyinle yakından bağlantılıdır. Düşüncenin bu yüzden yalnızca beyindeki bir hareket olduğunu iddia eden teoriyse, bana göre, saçmalıktır. Çünkü eğer öyleyse, teorinin kendisi de bir hareketten, atomlar arasındaki bir olaydan ibaret olurdu ve bir hızı ve yönü olabilirdi ama bu sürece dair “doğru” veya “yanlış” gibi kelimeleri kullanmak anlamsız olurdu. (“Transposition,” 103)
Lewis burada zar atmıyor. İnsanlığı iptal edenlerin anlamlı yargılarda bulunmaya çalışırken, anlamı bizzat yok ettiklerini görmek istemedikleri konusunda son derece ciddi.
Zihin-Beden Bağlantısından Kaçmayın
Anlamın kaynağı madde-üstü hakikattir. Yalnızca madde ve enerjiden ibaret değilsiniz. Yalnızca hayvan olmayan, Tanrı’nın suretinde yaratılmış ve sonsuza dek cennette veya cehennemde yaşayacak olan beden almış bir ruhsunuz. Üstelik bir Hristiyan olarak, Tanrı Oğlu’nun kanıyla satın alındınız ve bizzat Tanrı Ruhu içinizde yaşamaktadır. Bunlar fevkalade gerçeklerdir ve endorfinlerden ve dopaminlerden daha büyük gerçeklerdir.
Tanrı fiziksel sinirlerimizi (nöronlarımızı) ve fizik-üstü ruhsal eğilimlerimizi –arzuyu, korkuyu, sevinci, öfkeyi, acımayı, hayranlığı, güveni, değeri, sevgiyi– iç içe örmüştür. Bu bağlantıyla şevk kaybı yaşamak yerine, bununla cesaretle yüzleşin ve kutsallık yolunda bir araca dönüştürün. Kutsal Kitap bizi bunu yapmaya çağırmaktadır.
Kutsal Kitap’ın bu son derece önemli zihin ve beden sorusuna –düşünmek ve beyin, eğilimler ve kimyasallar sorusuna– sessiz kaldığını düşünmeyin. Bu fiziksel ve fizik-üstü bağlantıları yaratan Tanrı’dır ve O bunları yaşama geçirirken bilgelik sahibidir.
Aşağıda dört umut dolu gözlemi değerlendirin.
1. Derin Yenilenme, Beyniniz Dahil
Beyin araştırmaları bilimde henüz bir bebektir, ilk adımlarını yayınlamaktadır. Hakikatin ve güzelliğin dil aracılığıyla nasıl aktarıldığı, sonrasında zihne düşünce olarak nasıl girdiği ve sonra da nasıl kimyasal süreçlere dönüştürüldüğü gizemini henüz telaffuz etmeye başlamıştır.
Dolayısıyla, bu harika bağlantıyı kavramalı ve Kutsal Kitap’ın söylediklerini söylemeliyiz: Rab’bin yüceliğini görerek … O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz (2. Korintliler 3:18). Elbette çıplak görsellere bakmak beyni değiştirmektedir. Ancak Mesih’in yüceliğine bakmanın neden daha zayıf bir değişim yapacağını düşünelim ki? Eğer beyin yolları bizim eğilimlerimizi ve davranışlarımızı bozuyorsa, kutsallaştırılmanın yalnızca daha zayıf yollar açabileceği varsayımına sakın düşmeyin. Bu feci bir hatadır.
Pavlus size, “Önceki yaşayışınıza ait olup aldatıcı tutkularla yozlaşan eski yaradılışı üzerinizden sıyırıp atmayı, düşüncede ve ruhta yenilenmeyi, gerçek doğruluk ve kutsallıkta Tanrı’ya benzer yaratılan yeni yaradılışı giyinmeyi” salık vermektedir (Efesliler 4:23-24). Dikkat edin. Düşüncede ve ruhta yenilenmenin beyin yollarınızda hiçbir iz bırakmadığını sakın düşünmeyin.
Pavlus şöyle demektedir: “Eksiksiz bilgiye erişmek için Yaratıcısı’na benzer olmak üzere yenilenen yeni yaradılışı giyindiniz” (Koloseliler 3:10). Eğer İnternette çıplak görseller görmek beyninizde yeni yollar yaratıyorsa, Mesih’i görmek, “Tanrı’nın görünümü olan Mesih’in yüceliğiyle ilgili Müjde’nin ışığını” ruhsal bir şekilde görmek (2. Korintliler 4:4) neden daha fazlasını yapamasın? Kendimize yeni beyinler yaratma uğraşıyla baş başa değiliz: “Biz Tanrı’nın yapıtıyız, … Mesih İsa’da yaratıldık” (Efesliler 2:10). Beyin araştırmaları sizi sindirmesin. Beyini Tanrı yaptı ve Kitap’ı da Tanrı yazdı.
2. Kanlı Mesih, Kötü Koku ve Ayılar
Dahası, kendi tecrübelerimizle de biliyoruz ki, beyinlerimizdeki bu güçlü pornografik değişimlerin kölesi değiliz. Bunları hafife almıyorum. Altmışlı yaşlarımda bile gençlik yıllarımdaki ahmaklıklarımdan kaynaklanan kalıcı etkileri göz önünde bulundurarak, eski günahlı alışkanlıkların şaşırtan kalıcı gücünü tattım. Ama dizginlenmek için gem ve dizgin gereken atlar veya katırlar değiliz (Mezmurlar 32:9).
Bunu biliyorsunuz. Eğer büyük bir cinsel arzuyla porno kıskacına yakalanmak üzere olsanız ve İsa kanlar içinde, acılarla kıvranan elleriyle, sevgi akan gözleriyle ve ölmek üzere olan bir adamın ağır nefesleriyle bizzat odanızda duruyor olsa, biliyorsunuz –evet, biliyorsunuz ki– o an İsa oradayken, pornografiye bakmayacak gücünüz olurdu. Köle değilsiniz. Beyninizde iyice yer etmiş olan sinirsel (nöral) yollar galip gelmezdi. Onlar Tanrı değiller. Son söze sahip değiller.
Ya da fiziksel seviyede, tecrübenizle sabit olarak biliyorsunuz ki, tek bir koku bile –insan dışkısı, kokuşmuş çöp veya kendi koltuk altınız olsun– içinizdeki cinsel arzuyu tümüyle söküp atabilir. Bunun anlamı ne? Bunun anlamı, sinirsel yolların nihai olmadığıdır. Alt edilebilirler. Kurban değilsiniz.
Ya da şunu düşünün. Ormanda bir çadırın içinde zina yapmak üzeresiniz. Hiç bu noktaya geleceğini düşünmezdiniz ama şimdi şiddetli arzu dalgası sizi fethetmiş durumda. Ya da acaba etti mi? Ya o sırada, en ateşli anda, tam ilişkiye başlayacakken, bir boz ayının sesini duysanız ve siluetini, o devasa cüssesiyle çadırdan görseniz, şehvetin kölesi olur muydunuz? Ya da korku o zamanki kimyasalları tümüyle alt etmez miydi?
Kendinizi dopaminlerin ve endorfinlerin uçucu etkisinin kölesi gibi görmekten kaçının. Değilsiniz. Tanrı’nın size kanlı Mesihi’ni açıklama, sizi kötü kokularla afallatma ve sizi kendisine saklamak için ayılar gönderme yolları vardır. O size olan sevgisi uğruna, bu noktalara kadar gelecektir.
3. Şeytan, Seks ve Kimyasallar
Kimya-üstü duygular, yani ruhsal eğilimler, beyinde fiziksel tepkilere dönüşerek karşılık bulmaktadırlar. Bunun anlamı da, fiziksel ateşe karşı ruhsal ateş açmanızın mümkün olduğudur. Ayrıca tam tersi de geçerlidir. Tanrı’nın ezeli hükmü uyarınca, ruhsal meyveler yolundaki mücadelemizde ruhsal ellerimizle fizyolojik silahlar savurarak savaşırız.
Pavlus’un 1. Korintliler 7:5’te cinsellik konusundaki Şeytan’ı devirecek öğütlerinin muazzam anlamını hiç düşündünüz mü? Bekârlar, dikkat edin. Bunun sizinle alakası olmadığı veya kötü haber olduğu sonucuna hızlıca varabilirsiniz. Ama değildir. Pavlus kocalara ve karılara şöyle diyor:
Geçici bir süre için anlaşıp kendinizi duaya vermekten başka bir nedenle birbirinizi mahrum etmeyin. Sonra yine birleşin ki, kendinizi denetleyemediğiniz için Şeytan sizi ayartmasın.
Bunun anlamı, Pavlus’un Hristiyan çiftler için olan isteğinin, onların Şeytan’ın doğaüstü gücüne karşı yeterince sık cinsel ilişkide bulunarak savaşmasıdır. Fizyolojik açıdan vurgulamak gerekirse: Cinsel aktivitenin azalmasıyla birlikte beyinde arzuyu arttıran bazı kimyasallar vardır. Bu kimyasalların gücü, orgazmdan sonra azalmaktadır. Dolayısıyla, Pavlus da şunu demektedir: Şeytan’ın zina ve pornografi ayartılarına karşı savunmasızlığınızı en aza indirgemek için, evlilikte bu fizyolojik gerçekten faydalanın.
Elbette, cephaneliğinizdeki tek veya temel silah bu değildir. Ama bir tanesi budur ve fizyolojik düşmanlara karşı fizyolojik silahlar kullanmanın geçerliliğini ortaya koymaktadır. Bekâr kişiler haklı olarak, “Benim cephaneliğimde bu evlilik silahı yok” diye cevap verebilirler. Doğru. Bunu söylemenizi takdir ediyorum. Ama bu ilkeyi, size uygulanabildiği ölçüde benimseyin. Ayartılara karşı sizi savunmasız bıraktığını bildiğiniz fizyolojik gerçekler vardır. Savaşmak için bunlardan faydalanın.
4. Kutsal Ruh, Uyku ve Öz-Denetim
Ama bu ruhsal mı ki? Öz-denetim sık cinsel ilişkiden ziyade, “Ruh’un meyvesi” değil mi?
Ruh’un bir meyvesi olduğu doğru (Galatyalılar 5:23) ama diğer güçlerin bir meyvesi olmaktan ziyade değil. Ruh’un kendi meyvesini verme şekli, çoğunlukla doğal yolları içerir. Örneğin, Ruh’un bir diğer meyvesi sabırdır (Galatyalılar 5:22). Ancak sabrımızın uyku miktarımıza göre artıp azaldığını kim reddedebilir? Pavlus, sevginin “sabırlı” ve “kolay öfkelenmez” olduğunu söylemektedir (1. Korintliler 13:4-5). Ama genellikle ihtiyaç duyduğumuz kadar dinlenemediğimizde, daha kolay öfkeleniriz ve daha az sabırlı oluruz.
Buradan varmaya çalıştığım şeyse, Kutsal Ruh’un cephaneliğindeki birçok silahtan biri de uykudur. Ruh, Tanrı olmadığımızı ve Tanrı’nın bizi çağırdığı sevecen, sabırlı insanlar olabilmemiz için her gün yedi veya sekiz saat bir bebek gibi çaresiz olmamız gerektiğini fark etmemiz için bizi alçaltmaktadır.
Cinsel öz-denetim de benzer şekildedir. Kutsal Ruh bize bedenlerimizin nasıl işlediğini Kutsal Yazılar’dan, tecrübelerimizden ve başkalarından öğretmektedir. Bize vermiş olduğu fizyolojik saldırı silahlarını kullanırken, O’nun gücüne bel bağlamamızı istemektedir.
Gerçek Coşkunluğu Bulmak
Beyin araştırmaları doğrudur: Beyinlerimiz gördüklerimizle derinden şekillenmektedir. Ayrıca daha çok gördükçe, beyindeki yollar da daha çok kazınmakta ve daha hükmedici olmaktadırlar. Ama bu sinirsel yolların kurbanı değiliz. Bu fizyolojik güçler nihai değil. Nihai olan Tanrı’dır ve bize, fizyolojik açıdan pornografi ne kadar güçlüyse, bir o kadar güçlü olan ruhsal silahlar vermiştir. Tanrı da bizzat görünmek, sık ve derin bir şekilde bakılmak istemektedir (2. Korintliler 3:18; 4:4).
Dahası, O’nun Sözü’nün ve Ruhu’nun ruhsal güçleri, fizyolojik güçleri emir altına alma hakkına sahiptir. Ayrıca günün sonunda, Tanrı pornografiden doğan o sinirsel yolları gasp ederek eskisine döndürebilir ve aynı yolları alıp, kıvılcımlarını Mesih’i tanımanın coşkunluğuna çevirebilir.
Tüm içerikler aksi belirtilmedikçe Müjde Birliği’ne aittir. Kişisel amaçlar veya ticari olmayan amaçlar dahilinde, bu içerikleri özgürce kullanabilir, paylaşabilir ve çoğaltabilirsiniz. Ancak yazılı içeriğin çevrimiçi yayınlandığı durumlarda, şu şekilde asıl makaleye gönderme yapan bir ibare eklenmesi gerekmektedir:
(c) Müjde Birliği. Asıl makaleye şuradan erişebilirsiniz: https://mujdebirligi.com/makaleler/beyninizi-porno-sarmalindan-kurtarmak/