Yüce Görev, kiliselerin motorlu taşıtlar dairesi gibi davranmasını istemez. Danışma masaları gibi davranmalarını da istemez. Bir şey daha var: Yüce Görev, kiliseleri profesyonel spor takımları gibi davranmaya çağırmaz.
Kilisemizin kadrosu, spor hakkında fazla şey bilmediğim için benimle dalga geçmeyi seviyor. Sporla çok aram olmadığı doğrudur. Ama her spor takımının amacının şampiyonluğu kazanmak olduğunu biliyorum. Bir takım en iyi oyuncuları işe almaya, en iyi eğitim tesislerini inşa etmeye ve şampiyonluk kupasını kazanmak için antrenörden oluşan teknik kadroyu en iyi hale getirmeye çalışacaktır. Elbette bir takım diğer takımların varlığından memnundur. Onlar olmasa, bir lig de olmazdı. Ancak takımın asıl amacı diğer takımları yenmektir.
Herhalde birçok kilise, belki de tek bir kilise bile, “Diğer kiliseleri yenmeliyiz!” diye düşünmez. Ama “bizim takımımız en iyisidir” zihniyetinin ne kadar yer ettiğini anlayabilmemiz için birkaç soru sormama izin verin:
- En iyi oyuncularınızı diğer kiliselere yardım için sevinçle veriyor musunuz?
- Uyanış için dua ettikten sonra, sokağın aşağısındaki kilisede uyanış olunca seviniyor musunuz? (Bu harika soru için Andy Johnson’a teşekkürler!)
- Sokağın aşağısındaki kilisenin yanı sıra şehrinizdeki diğer kiliseler için de düzenli olarak dua ediyor musunuz?
- Şehrinizdeki, ülke çapındaki veya yurt dışındaki eski kiliseleri yeniden canlandırmak ya da yeni kiliseler yetiştirmek için bütçenizden herhangi bir pay veriyor musunuz?
Çoğunlukla, müjdeci kiliseler arasında çirkin bir kiliseler arası rekabet görülmektedir. Ancak Yüce Görev’e bağlı bir kilise, Müjde’yi vaaz eden diğer kiliselerle rekabet etmez çünkü Müjde’yi vaaz eden her kilisenin aslında aynı takım için oynadığını bilir.
YÜCE GÖREV’E BAĞLI BİR KİLİSE = KİLİSELER KURAN KİLİSE
Daha geniş bir noktaysa şu: Yüce Görev’e bağlı bir kilise, bir müjdeleme ve öğrenci yetiştirme kilisesidir ancak aynı zamanda da bir kilise kurma ve kiliseyi yeniden canlandırma kilisesidir. Tanrı’nın Egemenliği’nin kendi hizmeti aracılığıyla büyüdüğünü görmek ister ama aynı zamanda O’nun Egemenliği’nin diğer kiliseler aracılığıyla kendi duvarlarının ötesine geçtiğini de görmek ister.
Yüce Görev’e bağlı bir kilise, kendi içerisinden dünyaya taşan birçok müjdeleme etkinliğini desteklemek ister, öyle ki, kilisenin dışındakileri kendi içerisine çekebilsin. Ancak çabalarının diğer yerel kiliselerin kurulması ve desteklenmesiyle sonuç verdiğini de görmek ister. Ayrıca sadece kendi sağlığıyla yetinmez, sağlıklı, Kutsal Kitap’a inanan, Müjde’yi vaaz eden başka birçok topluluk da görmek ister.
Böyle bir kilise, birkaç sokak ötede olsalar bile, diğer müjdeci kiliseleri ve yeni kurulan kiliseleri teşvik eder. Ayrıca onlar için adlarıyla dua eder. Diğer kiliselere yardımcı olabilecek iyi insanlar göndermeye isteklidir. Aynı zamanda dünyanın diğer yerlerinde başka kiliseler kurmak veya onları desteklemek için çalışır.
Yüce Görev’e bağlı bir kilise, ihtiyar olmak için gereken özelliklere sahip olan adamlar yetiştirmek için çalışır, bu konuda dua eder ve sonrasında fedakâr bir şekilde onları gönderir.
Bu kilise, bütçesini Yüce Görev’in getirdiği önceliklere göre ayarlar. Bütçenin bir kısmı kendi bulundukları yerde yapılan hizmetler için ayrılır ve bir kısmı da hem yakında hem de uzakta çalışan diğer kişilere ayrılır.
Ölmekte olan toplulukları nerede olursa olsun olabildiğince geri kazanmaya çalışır.
Kilise, diğer Müjde merkezli kiliselerle bir takım olma zihniyetini kendi üyeleri arasında geliştirmek için her türlü açık ve kapalı yolla çalışır. Üyeler ve önderler, Müjde’yi vaaz eden bir kilisenin kurulmuş olmasına, açlığın olduğu bir yerde yeni bir restoran açılmışçasına sevinirler.
Peki Yüce Görev’e bağlı bir kilise ne yapar? Burada dört stratejik adım önermek istiyorum.
BİR ÖĞRENCİ YETİŞTİRME KÜLTÜRÜ GELİŞTİRİN
İlk olarak, bir Yüce Görev’e bağlı bir kilise kendi üyeleri arasında disiplin kültürünü geliştirecektir. Her üyenin diğer imanlıların imanda büyümelerine yardımcı olmak için sorumluluk sahibi olmasına yardımcı olur. Pavlus, pastörlerin kutsalları hizmet çalışmaları için donattığını söylemektedir (Ef. 4:11-12) ve bu da, hizmet işinin tüm kutsallara ait olduğu anlamına gelir. Sevgiyle gerçeği ilan eden bedenin tamamı, kendini inşa ederken büyür ve her bölüm kendi işini yapar (Ef. 4:15-16; ayrıca bkz. 1.Kor. 12, 14).
Öğrenci olarak yetişme, benim İsa’yı izlememdir. Öğrenci yetiştirmeyse benim bir başkasına, İsa’yı izlemede yardımcı olmamdır (örn. 2.Tim. 2:2). Yüce Görev’e bağlı bir kilisede, imandaki yaşlı erkekler genç erkekleri öğrenci olarak yetiştirir ve aynı amaçla genç kadınlar da daha yaşlı kadınları gözetirler. Örneğin, eğer bekâr bir kadınsanız, kilisenizdeki ev hanımı olan bir anneye çamaşırlar konusunda yardım etmeyi teklif edebilir ve bu vesileyle birçok soru sorma fırsatı yakalayabilirsiniz! Eğer yetişkin Pazar Okulu sınıfında öğretiş veren bir ihtiyarsanız, genç bir öğretmeni işe alabilirsiniz. Amacınız da bir anlamda, öğretme işinde onu eğitmek ve işi ona teslim etmektir. Sonra gidip başka bir sınıf oluşturabilir ve başka bir genç öğretmen getirebilirsiniz.
Yüce Görev’e bağlı bir kilise, İsa’nın “gidin” buyruğundaki o coğrafi imaya önem verir. Bu buyruk, gitmeyip kalanlar içinse elbette kiliseye veya üye gruplarına daha yakın olmak anlamına gelebilir. Bu şekilde, hafta boyunca başkalarına hizmet etmek kolaydır. Nerede yaşıyorsunuz? Kiraladığınız dairenizin veya satın aldığınız evin olduğu yerdeki kilisede, öğrenci yetiştirmenin bir kültür haline gelmesine yardımcı oluyor musunuz?
Yüce Görev’e bağlı bir kilise sözde Hristiyan olan bir kişi için rahatsız edici, hatta kışkırtıcı olmalıdır. Bir pazar günü bu tarz bir kilisede bu tarz bir konuk olarak bulunuyor ve bunu yalnızca dini bir görev olarak görüyorsanız, büyük ihtimalle böyle bir kiliseyi pek de sevmezsiniz. Güzel bir şekilde karşılanırsınız ama üyeler sizin istediğiniz şekilde olmayacaktır. Onlar yalnızca tüm yaşamlarıyla İsa’yı takip etmek ve birbirlerine İsa’yı takip etmede yardımcı olmak isterler. Bu tür bir adanmışlık ve etkinlik, oradaki hakim kültürün tam anlamıyla bir parçasıdır. Belirli amaçlar doğrultusunda sorulan anlamlı sorular, anlamlı sohbetler, dua ve Müjde’nin sürekli hatırlatılması, bu kültürün bir parçasıdır.
Bu konuda daha fazla bilgi için Robert Coleman’ın Master Plan of Evangelism adlı kitabına, Colin Marshall ve Tony Payne’in The Trellis and the Vine adlı kitabına veya benim Discipling adlı kitabıma bakabilirsiniz.
BİR MÜJDELEME KÜLTÜRÜ GELİŞTİRİN
İkincisi, Yüce Görev’e bağlı bir kilise bir müjdeleme kültürü geliştirecektir. Bir yandan, üyeler Müjde’nin haftalık toplantıda vaaz edileceğini bilirler. Dolayısıyla Hristiyan olmayan arkadaşlarını davet etmekten heyecan duyarlar. Müjde söylenen ilahiler, edilen dualar ve verilen vaazlar yoluyla ışıldar.
Kilisenize getirdiğiniz ve Hristiyan olmayan her bir kişinin orada Müjde’yi duyacağından emin misiniz? Değilseniz, bu konuda ne yapabilirsiniz?
Öte yandan, Yüce Görev’e bağlı bir kilise, üyelerini müjdeleme konusunda eğitmek için çalışır çünkü hafta boyunca, kilise binasına sığabilecek sayıdan çok daha fazla Hristiyan olmayan kişiyi göreceklerini bilirler. Dolayısıyla da müjdelemedeki “başarı”, sadece Hristiyan olmayan arkadaşlarınızı Müjde’yi duysunlar diye kiliseye getirmekle alakalı değildir. Başarı, Hristiyan olmayan komşularınızla ve arkadaşlarınızla Müjde’yi paylaşmaktır.
Kilise, üyelerini müjdeleme konusunda donatmak ve bu sayede onlara Müjde’yi başkalarıyla nasıl paylaşacaklarını öğretmek için çabalar. Kendi kilisem bunu müjdelemeye adanmış yetişkin Pazar Okulları aracılığıyla yapıyor. Hristiyan olmayanlarla nasıl iletişim kurabileceğimizi vaazlarımda göstermeye çalışıyorum ve özellikle de bunu Hristiyan olmayanlar özelinde vurgulayarak yapıyorum. Üyelerimize “Two Ways to Live”, Christianity Explained” veya “Christianity Explored” gibi kaynaklar önererek, onları müjdelemeye yönelik araçlarla donatmaya çalışıyoruz. Greg Gilbert’ın “İsa Kimdir?” (Who is Jesus?) adlı kitabını, Hristiyan olmayan arkadaşlarına vermeleri için üyelere bolca dağıtıyoruz. Ayrıca pazar akşamki toplantılarımız yoluyla da, elimizdeki müjdeleme fırsatlarını paylaşıyoruz. Diğer üyelerin müjdeleme fırsatlarını dinlemek ve onlar için dua etmek, insanların iyi haberi yaymak için harekete geçmesine de teşvik olur.
Yüce Görev sizin için ne anlama geliyor? Bunun anlamı, İsa’nın sizi öğrenci yetiştirmeye çağırmış olduğudur. İsa sizi hem imanlı olmayanlara müjdeleme yapmaya hem de imanlıları öğrenci olarak yetiştirmeye çağırıyor. Bunu evde, iş yerinde, mahallenizde ve arkadaş arasında kişisel olarak yapıyor olmalısınız. Bunu kilisenizde ve kiliseniz aracılığıyla yapıyor olmalısınız.
Bu nedenle size yardımcı olmaları için diğer kilise üyelerini kullanın. Bir ihtiyarı öğle yemeğine davet edin ve ondan akıl isteyin. Küçük grubunuzla paylaşımlarda bulunun ve dua edin. Dışarı çıkın ve arkadaşlarınızla müjdeleme yapın.
Bu konuda daha fazla bilgi için Mack Stiles’ın herhangi bir eserine, özellikle de Evangelism: How the Whole Church Speaks of Jesus adlı kitabına veya benim The Gospel and Personal Evangelism adlı kitabıma bakabilirsiniz.
MÜJDE HİZMETLERİ ARACILIĞIYLA, ULAŞILAMAYAN BÖLGELERDEKİ İNSANLARA ULAŞMAYA ÇALIŞIN
Üçüncü olarak, Yüce Görev’e bağlı bir kilise, ulaşılamayan bölgelerdeki insanlara Müjde hizmetleri aracılığıyla ulaşmaya çalışır. Müjde hizmetleriyle müjdeleme ve yaşadığımız yerde kilise kurma arasındaki fark nedir? Aslında Müjde hizmetleri, müjdelemenin ve kilise kurmanın etnik, kültürel ve tipik ulusal sınırları aşacak bir şekilde yapılmasına verdiğimiz isimdir.
İsa bize “gidin ve bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin” diye buyurmaktadır. Bu konuda çok fazla şey söylemedim çünkü diğer birçok kitap bu meseleyi çok iyi bir şekilde ele almaktadır. Ancak bir kilisenin bu buyruğu okuyup da daha önce Müjde’yi hiç duymamış olan uluslara Müjde’yi götürmeye neden hiç kendisini adamamış olduğunu anlamak zordur.
Hiçbir topluluk gezegenin her yerini hedefleyemez. Bu nedenle kiliselerin kendi hizmet çabalarını belli birkaç yere odaklamasının akıllıca olduğunu düşünüyorum. Örneğin, kendi kilisem 10/40 penceresi denen bölge içerisindeki birkaç ülkeye yoğunlaşıyor. Burası ekvatorun 10 ila 40 derece kuzeyinde bulunan Doğu yarım kürenin bir bölgesidir ve dünyada Hristiyanların nüfus yüzdesinin en az olduğu alandır.
Eğer kilisemizin bir üyesiyseniz ve Müjde hizmetlerinin peşinden gitmeye yönelik bir istekle geliyorsanız, zaten yatırım yaptığımız yerlerden birine gittiğiniz takdirde, sizi daha sağlam kaynaklarla destekleyebilecek bir durumda oluruz. Basit bir şekilde söylersek, yüz farklı yere giden yüz farklı kişiye sponsor olamayız. Bundan dolayı da az miktarda parayla çok sayıda hizmetkâr yerine, az sayıda hizmetkârı daha fazla parayla desteklemeyi tercih ediyoruz. Bu, desteklediğimiz hizmetkârların para toplamak için daha az ve kilise kurma işini yapmak için daha fazla zaman harcayabilmelerini sağlıyor. Ayrıca, onlarla bir ilişki kurmamıza ve hesap verme sorumluluğu sunmamıza yardımcı oluyor.
Kilisemiz Müjde hizmetkârlarıyla doğrudan çalışıyor ve bunun yanında, Güney Baptist Konvansiyonu’nun (Southern Baptist Convention) Uluslararası Misyon Kurulu (International Mission Board) gibi hizmet organizasyonlarıyla da çalışıyoruz. Aynı zamanda, sahada bulunan uzun süreli hizmetkârlara yardımcı olabilmeleri için, Access Partners gibi, insanları iş gezileri aracılığıyla dünya genelindeki çeşitli stratejik yerlere yerleştiren harika gruplarla da çalışıyoruz.
Bireysel olarak bir Hristiyan’ın, Müjde’yi duymamış insanlara ulaşmak için kilisede ne gibi bir yardımcı rolü olmalıdır? Kesinlikle kilisenizin hizmetkârları için dua etmelisiniz. Onları izne geldikleri zaman tanımaya çalıştığınızdan emin olmalısınız. Belki de uzun süreli hizmetkârları destekleyebilmek adına kısa süreli hizmet gezilerini gözden geçirebilirsiniz. Müjde hizmetkârlarının biyografilerini okuyun. Ayrıca belki kendiniz hizmet etmeye gitmeyi düşün. Birkaç bölüm sonra bu soruya geri döneceğiz.
Sizin ve kilisenizin Müjde’yi duymamış olanlara ulaşmak için yapabileceği son bir şey daha var: Kendi şehrinizdeki yabancılara odaklanın. Kendi kilisem uluslararası öğrencilere ulaşmak için çok çalışıyor. Peki sizin şehrinizde hangi uluslararası gruplar yaşıyor? Eğer memleketinizde Müjde’yle insanlara ulaşırsanız, Müjde’nin ilk geldiği yerlere doğru yayılma şansı oldukça yüksektir.
Bu konuda daha detaylı bilgi için John Piper’ın Let the Nations Be Glad adlı kitabına bakınız.
DİĞER KİLİSELERİ GÜÇLENDİRMEK İÇİN ÇALIŞIN
Kiliselerin genellikle bir hizmet bütçesi vardır. Bence “sağlıklı kiliseleri teşvik etmek” şeklindeki bir bütçe kalemi, bu listede bulunmayı hak eden bir kalemdir. Diğer kiliseleri güçlendirmek için çalışmak, Yüce Görev’e bağlı kiliselerin dördüncü uygulamasıdır.
Kendi kilisem, pastör staj programımız gibi birçok şeyi desteklemek için bu kalemi kullanıyor. Bizimle staj yapmaları için yılda on iki erkek kişiye ödeme yapıyoruz ve çoğu sonunda ya kilisemizde pastörlük yapıyor ya da başka kiliselerde hizmet ediyor.
Ayrıca, kendisini sağlıklı kiliseler inşa etmeye adamış bir hizmet olan 9marks hizmetini desteklemek için de bu kalemi kullanıyoruz.
Kasıtlı bir şekilde kadromuzu şekillendiriyoruz ve bu şekilde kişiler eğitim alıp donatılarak hizmet etmeye gidebiliyorlar. Pastör asistanları 2 ila 3 yıl boyunca bize hizmet ediyor ve daha sonra başka bir yere hizmet etmeye gitmesi bekleniyor. Yardımcı pastörler bize 3 ila 5 yıl boyunca hizmet ediyor ve sonra gidiyorlar. Sadece benim ve diğer pastörlerin (kadroda olmayan pastör veya ihtiyarlarla birlikte) kilisemizde uzun süre kalması bekleniyor. Geri kalanları gitmeleri için donatıyoruz.
Kilisemiz dünyanın dört bir yanından gelen pastörlerin katıldığı ve düzenli olarak gerçekleştirdiğimiz hafta sonu konferanslarına sponsorluk yapıyor. Ayrıca bazı özel öğretmenlere ve soru-cevap bölümlerine de yer veriyoruz. Yine aynı amaçlar doğrultusunda, dünyanın dört bir yanından bağlanan diğer pastör gruplarıyla birlikte haftalık telefon görüşmelerine katılıyorum. Bu sohbetlerin her biri bana tüm dünyada sağlıklı kiliseler görebilmek için dua etme ve bu konuda çalışma fırsatı veriyor.
Kilise kurma ve kiliseyi yeniden canlandırma yoluyla güçlendirmeye çalıştığımız kiliselerin çoğu kendi bölgemizde ve bu da bir sonraki bölümün konusu olacak. (Başka bir deyişle, o bölümün tamamı bu kısmın bir uzantısıdır.) Ama dünyanın farklı yerlerinde kiliseler kurduğumuz ve kiliseleri yeniden canlandırdığımız da oluyor. Örneğin, bir kardeşimiz olan John’u Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)’nin Dubai şehrindeki bir kiliseye gönderdik. Bu kilise on yıl öncesinde bir pastör arıyordu. Tanrı, John’u uluslararası kiliseyi yeniden canlandırmak için güçlü şekillerde kullandı. John’u oraya getirmeye yardım eden önemli ihtiyarlardan biri, eski bir arkadaşım olan Mack’ti. John ve Mack kiliseyi sağlıklı bir noktaya getirdikleri vakit, Mack ve başka bir kardeşimiz olan Dave, 30 dakikalık bir mesafede bulunan bir yerde başka bir kilise kurmak üzere kiliseden ayrıldı. Ayrıca Mack ve Dave’e bu yeni işte yardımcı olmaları için eski bir pastör yardımcısını ve eski bir stajyerimizi de gönderdik. Aynı süre zarfında, BAE’nin başka bir şehrinde başka bir kilise kurmak için, başka bir eski stajyer pastörü gönderdik.
Şimdi bu Müslüman ülkede işlemekte olan üç sağlıklı kilisemiz var. Bunların hiçbiri sahip olduğumuz herhangi bir büyük planın parçası değildi. Aslında, ne bu yeniden canlandırma fırsatı ne de bahsettiğim planlama fırsatı bizim tarafımızdan başlatılmıştı. Sadece dua etmek, yardım etmek ve elimizden geldiğince maddi ve insani destek göndermek için oradaydık. Bu arada, üyelerimizin bir kısmı da bu kiliselerin çalışmalarına yardımcı olmak için işlerini BAE’ne taşıdı. Kilisemiz Tanrı’nın Egemenliği’nin bu yabancı topraklarda genişlediğini görmenin sevincinden başka bu işten hiçbir şekilde kazanç sağlamıyor.
Bu örneklerin çoğu, pastör olarak yaptığım şeylere odaklanmıştır. Ama sıradan bir kilise üyesi olduğunuzu varsayarsak, bölgenizdeki veya dünyadaki diğer kiliseleri güçlendirmeye yardımcı olmak için ne yapabilirsiniz? Elbette, yapılmakta olan diğer işler için kişisel olarak dua edebilirsiniz. Akşam yemeğinde ailenizle birlikte diğer işler için dua edebilirsiniz. Bu işleri maddi olarak destekleyebilirsiniz.
Kesinlikle diğer kiliseleri eleştirme noktasında dikkatli olmalısınız. Evet, kilisenizin uygulamalarının veya ikincil doktrinlerinin diğer kiliselerinkinden farklı olduğu yerler vardır. Ayrıca evet, bu fikir ayrılıkları için düzgün sebeplerimiz de vardır. Size bu anlaşmazlıkları tamamen yok saymanızı ya da bunlardan derhal kurtulmanızı söylemiyorum. Ancak kilisenizin diğer kiliselerle aynı fikirde olmayabileceği ikincil konuların, hepimizin paylaştığı Müjde kadar önemli olmadığını unutmayın. Eleştirel ruhun karşısında önemler alın ve paylaşılan Müjde ortaklıklarında sevinç bulmanın yollarını arayın.
*****
Editörün notu: Bu yazı, Mark Dever’ın Understanding the Great Commission, in the Church Basics series (B&H, Nisan 2016) adlı kitabından alıntıdır. B&H izniyle yeniden basılmıştır.
Mark Dever
Tüm içerikler aksi belirtilmedikçe Müjde Birliği’ne aittir. Kişisel amaçlar veya ticari olmayan amaçlar dahilinde, bu içerikleri özgürce kullanabilir, paylaşabilir ve çoğaltabilirsiniz. Ancak yazılı içeriğin çevrimiçi yayınlandığı durumlarda, şu şekilde asıl makaleye gönderme yapan bir ibare eklenmesi gerekmektedir:
(c) Müjde Birliği. Asıl makaleye şuradan erişebilirsiniz: https://mujdebirligi.com/makaleler/mujdeleme/yuce-goreve-bagli-bir-kilisenin-4-uygulamasi/