10 Aralık: Advent 10. Gün – Altın, Günnük ve Mür

Hazırlayan: John Piper

Yıldızı gördüklerinde olağanüstü bir sevinç duydular. Eve girip çocuğu annesi Meryem’le birlikte görünce yere kapanarak O’na tapındılar. Hazinelerini açıp O’na armağan olarak altın, günnük ve mür sundular. (Matta 2:10-11)

Tanrı’ya bir şeye gereksinmesi varmış gibi insan eliyle hizmet edilmez (Elçilerin İşleri 17:25). Yıldızbilimcilerin armağanları bir yardım veya ihtiyaç karşılama niteliğinde verilen armağanlar değildir. Yabancı ziyaretçiler ellerinde kraliyet yardım paketleriyle gelseler, bu, ziyaret ettikleri hükümdarı aşağılayıcı bir şey olurdu.

Bu armağanlar rüşvet mahiyetinde de değildir. Yasa’nın Tekrarı 10:17, bize Tanrı’nın hiçbir rüşvet almadığını söylemektedir. Öyleyse, yıldızbilimciler verdikleri armağanlarla ne kastediyorlar? Bu armağanlar nasıl tapınma oluyor?

Varlıklı, kendi kendine yeten insanlara verilen armağanlar, onları veren kişinin diğer kişiye, o kişinin ne kadar harika olduğunu göstermesidir. Bir anlamda, Mesih’e hediyeler vermek oruç tutmak gibidir. Nitekim oruç da kendinizi bir şeyden yoksun tutmak ve Mesih’in, sizin o an kendinizi yoksun tuttuğunuz şeyden çok daha değerli olduğunu göstermektir.

Mesih’e böyle bir armağan sunmak, şunu demenin bir yoludur: “Aradığım sevinç –Nitekim Matta 2:10, “Yıldızı gördüklerinde olağanüstü bir sevinç duydular” demektedir– aradığım sevinç, seninle bir değiş tokuş yaparak veya bir karşılık bulma yolunda pazarlık ederek zengin olma umudundan değildir. Sana sahip oldukların için değil, senin için geldim. Üstelik bu arzuyu şimdi daha da güçlendiriyor ve sahip olduklarımdan feragat ederek, maddiyattan değil, senden daha çok zevk alma umuduyla gösteriyorum. Sana senin ihtiyaç duymadığın, benimse zevk duyabildiğim şeyleri vererek, sana çok daha içten ve çok daha sahici bir şekilde şunu söylüyorum: ‘Bu şeyler değil, sensin benim hazinem.’”

Tanrı’ya altın, günnük ve mür armağanlarıyla tapınmanın bu anlama geldiğini düşünüyorum. Ya da Tanrı’ya sunabileceğimiz başka ne varsa, anlamı budur.

Tanrı içinizde Mesih’in kendisine yönelik bir arzu uyandırsın. Tüm yüreğimizle şunu söyleyebilmemizi sağlasın: “Rab İsa, sen Mesih’sin, İsrail’in Kralı’sın. Tüm uluslar sana gelecek ve önünde diz çökecek. Tanrı, sana tapınılsın diye dünyayı kendi elleriyle yönlendirmektedir. Bu nedenle, ne gibi karşı koymalarla karşılaşırsam karşılaşayım, yetkiyi ve onuru sana adıyor ve sana, bu armağanların değil, yalnızca senin benim yüreğimi tatmin edebileceğini göstermek amacıyla, bu armağanları getiriyorum.”